13 Şubat 2023 Pazartesi

Göç


Uzun süredir akademik çalışmalar yüzünden yazılarımı yayınlama fırsatım olmadı. Memleketlerini bırakıp başka toprakları yurt edinen, göçmen kadınların hikayeleri arasında kaybolmuştum ki geçen hafta bu sabah farklı bir göç hikayesi vurdu hepimizi. Binlerce insanın uykusu kabusa dönüşüp, kabusları gerçek olduktan bu yana, onların yaşadığı sıkıntının boyutunu düşündükçe ısınmak, yemek yemek, uyumak kendimizi suçlu hissetirdi bize. Yerimizden kalkamaz, bir şey üretemez, düşünemez olduk; tek nefes, tek yürek şeklinde memleketten iyi haber almaktan başka.

Çok büyük bir ölçekte bir doğal afet yaşandı; deprem… Etki alanı öylesine geniş ki; o bölgede akrabası, arkadaşı, komşusu, tanıdığı olmayan bir tek kişi yok. 10 şehirden bahsediyoruz, bir iki değil. Doğu Anadolu fay hattı, medeniyetin beşşiği, bereketli toprakları yerle bir etti, onbinlerce insan öldü, binlerce bina yıkıldı. Bugün itibariyle hayatını kaybeden kişi sayısı 31.000'ini aştı. 

Çok büyük bir doğal afet, evet ama yıkım ve can kaybı bu boyutta olmayabilirdi diyor uzmanlar. On binlerce insan ölmüşken, on binlerce aile dağılmış, bir o kadarı da evlerinden olmuşken bunun artık ne önemi var diye düşünenler olabilir. Ancak önemi var, hem de çok çünkü bu bir defalık bir felaket değil. Türkiye büyük bir deprem bölgesi ve bu depremler devam edecek.  Bu gerçek ve tehlike ile yaşamaya alışmak lazım deniyor; evet öyle ama ölümü bekleyerek değil, önlem alarak. 

Asıl sorun burada işte. Türkiye’de deprem öncesi alınabilecek ve hayat kurtarıcı etkisi ortaya konmuş pek çok önlemin alınmadığı raporlar ve uzman görüşleriyle destekleniyor(teyit.org). Oysa AFAD'ın internet sitesinde Türkiye’nin 1945 yılı itibariyle bir deprem tehlike haritasına sahip olduğu görülüyor. Bu haritalar hangi bölgelerin deprem tehlikesi altında olduğunu ortaya koyuyor. Bu haritaya ek, Maden Tetkik Arama’nın (MTA) hazırladığı diri fay hatlarını gösteren harita mevcut



Bunun yanısıra 20’ye yakın il, 81 ilçe ve 500’e yakın köyün doğrudan fay hattının üzerinde bulunduğu biliniyor ancak kritik önemdeki fay yasası hala oluşturulmamış. Jeoloji Mühendisleri Odası’nın 2021’de yayınladığı Kahramanmaraş raporunda ve 2022’de risk uzmanı Dr. Alican Kop'un uyarılarında Kahramanmaraş’da yeni imara açılan birçok alanın bu fay kuşağı kollarının üstünde olduğu vurgulanıyor.

Bir başka büyük sıkıntı da imar affı. Türkiye’de 1948’den bu yana çeşitli isimlendirmelerle en az 20 imar affı kararı alınmış. Yönetmeliğe uygun olmayan binalar böylece meşruluk kazanmış. Deprem tehlikelerinin önemli bölümünün, inşaatlarda standartlara ve yönetmeliklere uyulmamasından kaynaklandığı belirtiliyor ancak bunun için yasal düzenlemeler yumuşatılıyor. Şehir Plancıları Odası nın da ifade ettiği şekilde her imar affıyla birlikte, tüm yönetmelikler anlamını yitiriyor.

Bir diğer önemli konu erken uyarı sistemi. Türkiye’de erken uyarı sistemi konusunda yıllardır çeşitli kurum ve kuruluşlarca yürütülen çalışmalar var ancak konuyla ilgili mevzuat ve henüz işleme geçmiş bir sistem yok. Böyle bir sistem evlerin boşaltılmasını sağlayarak can kaybını azaltabilir.

Yukarıda sıraladığım ve teyit.org dan edindiğim bilgiler çok önemli. Bu önlemlere rağmen hala yıkım ve can kaybı olabilir ancak şu anki boyutta olması mümkün değil.

Bu şartlarda eğitim ve öğretimin devam ettirilmesi de esas. Bir kere daha anladık ki herkesin Türkiye’deki deprem tehlikesi hakkında bilgisi zayıf. Bir Marmara depremidir gidiyor 1999’dan bu yana. Ülkedeki fay hatları nereden geçiyor, risk altında olan şehirler hangileri ve depreme karşı nasıl daha hazırlıklı oluruz? Bunların sürekli konuşulması gerekiyor. Okullarda ders olarak bile konulması düşünülmeli bence, kaldı ki eğitimi durdurmak seçenekler arasında olmamalı. 

Bunca sıkıntı içinde eğer bir başarı var ise o da insanların dayanışması oldu. Tüm Türkiye, hatta dünya, depremden zarar görenler için yardıma seferber oldu. Bizler Londra'da aynı şekilde canla başla mali destek sağlamaya çalıştık: kendi arkadaş ve iş çevremizden çocuklarımızın okullarından. Sadece küçük kızımın 300 küsür öğrencisi olan okulundan £1500 toplandı. Bu tutar elden toplandı, ayrıca yardım kuruluslarının hesap numaraları da ailelerle paylasıldı. Londra’daki bir arkadaşımızın kurucuları arasında olduğu bir sivil toplum dernegi (Turkey Mozaik) rekora koşarak £1.000.000’dan fazla kaynak yaratti. İnanılmaz tutarlar bunlar. İngiliz hükümetinin Dec yardımı, Dünya Bankası’nın yerel projelere destegi hepsi inanılmaz bir yardım seli. Giden canları geri getirmez bu yardımlar ama geride kalanların yaşamlarını yeniden kurmaya destek olur belki  (Aşağıda yardım bağlantılarını bulabilirsiniz). 

Dün sabah kızımı bir arkadaşının doğumgününe götürdüm. İzlandalı bir anne ile konuştuk orada, “geçmiş olsun” dedi bana. Demeyene çok kızıyorum zaten. Ne zormuş her kesiştiğin gözle aynı acıyı veya mutluluğu paylaşamamak, sürekli aynı konu üzerinde konuşup dertleşmek isterken bunu sadece kendi memleketinden insanlarla yapabilmek ve başkalarının bihaber şekilde hayatlarına devam etmesi. Neyse, İzlandalı anne bana dedi ki “bizde hem volkan patlaması riski var hem de deprem riski. O nedenle binalar ikisine de dayanıklı şekilde yapılıyor”. Dedim ki volkana yakın yerleşim var mı? Dedi ki ”çok yakın oturulmuyor ama bizde sinyal sistemi var”. Yani bizdeki depremin yanısıra orada bir de volkan riski var ama yukarıda bahsettiğim tüm önlemler alınmış olduğu için bu tür olaylar sıradan bir doğa olayı olarak karşılanıyor. Bizde de öyle olabilir. Benim hala umudum var. Çok kötü günlerden geçiyoruz ama daha kötüleri olmasın diye uğraşmalıyız. Hepimiz herşeyden sorumluyuz. Yıkılan şehirleri bir daha yıkılmayacak şekilde yeniden yapmalıyız. Bu dayanışma devam ederse yapacağımıza inanıyorum ben.

Tüm arkadaşlar soruyor ne yapabiliriz diye. Çok teşekkürler herkese. Diyorum ki fikrimi soranlara, yardım edin bir lira bile olsa işe yarar. Nereye yaparsanız yardımı yapın, yeter ki bir şekilde destek olun diyorum. Hiçbir şey yapamasanız da doğru bilgi akışına yardım edin, ayrılık çıkarmayın, hep birlikte ortak amaç için mücadele edelim. Doğru yardımların doğru yere ulaştırılmasına  aracılık edelim. 

Hepimize geçmiş olsun. Hayatlarını kaybedenlere sonsuz rahmet, geride kalanlara sabır ve güç diliyorum.  


Kaynak:

teyit.org

Görsel1 - @abrar_sabbah

Görsel2- @teyit.org


Bagis Icin Organizasyonlar:

British Red Cross 

Turkish Mozaik Foundation