27 Ocak 2015 Salı

Çocuğumuzun Sağlıklı Beslenme Alışkanlığı Edinmesi Bizim Elimizde



7 yaşında bir çocuğu olan bir anne olarak 2014 Mayıs ayında tekrar anne olunca bildiğim pek çok doğruyu tekrar gözden geçirme şansı verildi sanki bana. Bu hemen her konuda oldu tabii ama bugün sizlerle paylaşmak istediğim konu beslenme.

İlk kızımla bitmez tükenmez yeme savaşlarımız sonucunda artık 8 yaşına gelipte pek çok şeyi yer hale geldiğini görünce ikinci kızımın bebeklik sürecinde aynı sıkıntılı günleri yaşamak istemediğime kesin karar verdim.

Onun iştahsız oluşu bizim de sağlıklı ve yeterli beslenme konusundaki titizliğimiz bu süreci her iki taraf için de işkenceye çevirmişti. O nedenle bu sefer edindiğim tecrübelerden faydalanma konusunda kararlıyım.
 
Çocuklarımızın iştahını biz belirleyemiyoruz ancak iştahsız olsalar bile yemek yemekten keyif alabilmelerini sağlamak bizim elimizde diye düşünüyorum.
 

Bu süreci daha az sıkıntılı geçirmek ve uzun vadede çocuğumuz için sağlıklı beslenme alışkanlığı oluşturabilmek için ilk kızımın beslenme serüveninden edindiğim deneyimlere dayanarak dikkate alınması gereken noktaları şu şekilde özetleyebilirim: 
  • Beslenme bir alışkanlıktır, ne şekilde başlarsa öyle devam eder. O nedenle sağlıklı beslenme çok önemli. Bebeğin yemeği tuz ve şeker içermemelidir.
  • Yemek yemek keyiflidir. Bundan çocuğun da keyif alması sağlanmalı ki bu süreç iki taraf için de eziyete dönüşmesin.
  • Katı gıdaya geçişte karıştırıcı (blender) ile elde edilen tam püre kıvamındansa çatalla ezilerek elde edilen kıvam tercih edilmeli. Bu şekilde bebekler pütürlü kıvama alışarak çiğnemeye çabalıyorlar. Bu durum da sonraki aşamaları kolaylaştırıyor.
  • Çocuğun çok yemesi önemli değil; az az da olsa yemeye alışması ve sevmesi en önemlisi.
  • Sevilmeyen yiyecekler ara ara denenmeye devam edilmeli ama çocuk yemeye zorlanmamalı.
  • Çocuğunuz hep aynı şeyleri yemek isteyebilir bu durum oldukca can sıkıcı ama bu hep böyle devam etmeyecektir yeter ki farklı gıdalar denenmeye devam edilsin.
  • Her konuda olduğu gibi yemek konusunda da her çocuk farklı. Daha az, daha çok yiyen, daha taneli, daha püreli yiyen gibi. Diğer çocukların nasıl olduğuna takılmadan çocuğun  hoşlandığı kıvam ve lezzet bulunmalı.



 
Bu doğrultuda ikinci kızımla başladığımız beslenme macerası devam ediyor. Şu an 8 aylık. Büyük kızıma göre biraz daha iştahlı, ben de daha az titizlik yapıyorum. Bu şekilde sanki şimdilik herşey yolunda gibi. Zaman zaman yemek istemediği, çok az yediği veya öğün atladığı oluyor ama her durumda az da olsa anne sütüyle destekleniyor. Onu yemek yemekten soğutmak en büyük korkum, yemek yemeyi sevmesi ve sağlıklı dengeli bir beslenme alışkanlığının olması ise en büyük dileğim.


Önümüzdeki haftaki yazım hazır bebek yiyecekleri üzerine olacak.

19 Ocak 2015 Pazartesi

Kızlarım Diş Çıkarıyor


Biri 8 yaşında biri 8 aylık iki çocuğum olacak ve ikisi de aynı anatomik değişimi yaşayacak. İki çocuklu hayatta başıma gelebileceğini düşündüğüm pek çok şey olabilirdi ama bunu kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi doğrusu. Evet sözünü ettiğim durum şu: ikisi de aynı anda diş çıkarıyor.
Dalya'nın ilk dişi 9 aylıkken çıkmıştı ve diş çıkarma süreci çok sıkıntılı olmamıştı. Ancak Lara 4 aylıkken başladığı diş çıkarma sürecinde alt üst olan uyku düzeni, salyalası, diş kaşıntısı ve huzursuzluğuyla iki dişini aynı anda 6 aylıkken çıkardı. Hemen ardından bir tane daha ve sanırım şimdi bir tane daha çıkarıyor. Tam da ablasının daha önce düşen üst iki süt dişinin yerine çıkan yeni dişlerinin şişerek ve biraz da ağrıyarak çıkma döneminde. Anlayacağınız iki kızım da aynı sıkıntıyı paylaşıyor.
Yalnız endişeler farklı tabii... Biri çıkmakta olan yeni dişlerinin yanı sıra geçen hafta düşen süt dişine gelecek diş perisine ne hediye bırakmak gerektiğini düşünürken, bir diğeri eline geçirdiği herşeyle diş etlerini parçalayasıya kaşıyor.
Anatomik olarak yaşadıkları bu tesadüfi ortak gelişimin aksine zihinsel gelişimlerinin farklılığı da hayrete düşürüyor beni bu dönemde. Büyük kızım hala düşler aleminde: perilere, Noel Baba'ya inanıyor. Az kaldı ama sorguluyor varlıklarını, çok yakında bulacak onun perilere ve Noel Baba'ya yazdığı mektuplara cevap mektuplarının kim tarafından yazıldığını.
Oysa küçük Lara gayet gerçekliklerle dolu. Dokunarak keşfediyor dış dünyayı ve de duyumsayarak. Onun için dokunduğu, gördüğü dünya gerçek olan. Tüm doğa değişimleri, ışık oyunları, gölgeler, rüzgar, sıcak, soğuk, sesler, gülümseme, çığlık ve ağlayış hepsini anlamaya çalışıyor.
Biri görünenin ötesine yoğunlaşmışken dahası görünmeyenin gerçekliğine inanırken ve sorgularken, bir diğer minik gördükleri ve duydukları ile şaşkın adeta her anı yakalamaya çalışır durumda.
Evde şu an endişe edecek bir durum yok, her iki çocuğunda yaşamak istediği ortamı yaratmaya çalışan eşim ve benim adıma. Ancak ileride büyük kızım gayet gerçeklikler dünyasında yaşamaya başlayıp da küçük olan düşler dünyasına geçtiğinde işte o zaman zorlayıcı olacak evdeki hayat bizim için... Biliyorum... Çünkü minik Lara ablasının daha önce geçtiği o yolda tek başına olmayacak büyük olasılıkla. Ama şu an her ikisinin de keyifle izlediğim ortak telaşında, birine zürafaa Sophie'yi veriyorum diş kaşıması için bir diğerine ise okuması için diş perisi kitabını. O an sihirli değnek değmiş gibi oluyor hayatımıza adeta ne diş kaşıma kalıyor ne diş perisi sorusu... Yani şu an için herşey kontrol altında...

14 Ocak 2015 Çarşamba

Yeni Yıl, Giden Yılla Yarışmaya Var mısın?


Yıl sonu koşuşturmaları; Türkiye tatili; aile ve arkadaşlarla bir araya gelmeler; vedalar; Londra'ya geri dönüş; Dalya'nın doğum günü partisi derken 2014 final ve 2015'e hoş geldin yazısı yazmadığımı farkettim. Gecikmiş de olsa giden yıla veda edip, yeni yıla hoş geldin demek istiyorum.


2014'ü geride bıraktık ve 2015'in neredeyse iki haftası bitti bile.  Benim yaşamımda diğerlerine fark atan birkaç yıldan biri 2014. Çekirdek ailemin büyüdüğü, yeniden anne olduğum, Lara'yı bize katan, Dalya'yı abla yapan bir yıl. O nedenle hep özel olacak benim için. Daha yoğun, yorgun, uykusuz ama bir o kadar daha heyecanlı, genç, taptaze, olgun ve daha mutlu yaptı beni 2014: sonsuz teşekkürler...


2014 ile yarışabilir mi bilmem ama 2015'den de beklentilerim var tabii. Daha çok kendime zaman ayırabilmek, daha çok okuyup yazmak, daha çok seyahat etmek, spora başlayıp bebek öncesi fiziğime kavuşabilmek, Lara'nın uyku düzenini oturtmak, Dalya'yla daha fazla zaman geçirebilmek bunlardan birkaçı. Umarım ucundan kulağından gerçekleştirebilirim beklentilerimi.

Hepsi bir tarafa savaşsız,  sevdiklerimin sağlıkla yanımda olduğu, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir sene geçirebilmek en büyük dileğim. Sizin için de dilerim öyle olur; 2015'de gerçekleştirmek istediğiniz ne varsa, niyetiniz ne olursa olsun yeni yılınız sağlıklı ve mutlu olsun. Gerisi nasılsa niyet, istek ve çaba ile bir olunca doğru şartlar oluştuğunda bir bir gerçek olacaktır. Sevgiyle dolu bir yıl olsun...