Uzun
süredir akademik çalışmalar yüzünden yazılarımı yayınlama fırsatım olmadı.
Memleketlerini bırakıp başka toprakları yurt edinen, göçmen kadınların
hikayeleri arasında kaybolmuştum ki geçen hafta bu sabah farklı bir göç
hikayesi vurdu hepimizi. Binlerce insanın uykusu kabusa dönüşüp, kabusları
gerçek olduktan bu yana, onların yaşadığı sıkıntının boyutunu düşündükçe
ısınmak, yemek yemek, uyumak kendimizi suçlu hissetirdi bize. Yerimizden
kalkamaz, bir şey üretemez, düşünemez olduk; tek nefes, tek yürek şeklinde memleketten iyi
haber almaktan başka.
Çok büyük bir ölçekte bir doğal afet yaşandı; deprem… Etki alanı öylesine geniş ki; o bölgede akrabası, arkadaşı, komşusu, tanıdığı olmayan bir tek kişi yok. 10 şehirden bahsediyoruz, bir iki değil. Doğu Anadolu fay hattı, medeniyetin beşşiği, bereketli toprakları yerle bir etti, onbinlerce insan öldü, binlerce bina yıkıldı. Bugün itibariyle hayatını kaybeden kişi sayısı 31.000'ini aştı.
Çok büyük bir doğal afet, evet ama yıkım ve can kaybı bu boyutta olmayabilirdi diyor uzmanlar. On binlerce insan ölmüşken, on binlerce aile dağılmış, bir o kadarı da evlerinden olmuşken bunun artık ne önemi var diye düşünenler olabilir. Ancak önemi var, hem de çok çünkü bu bir defalık bir felaket değil. Türkiye büyük bir deprem bölgesi ve bu depremler devam edecek. Bu gerçek ve tehlike ile yaşamaya alışmak lazım deniyor; evet öyle ama ölümü bekleyerek değil, önlem alarak.
Asıl sorun burada işte. Türkiye’de deprem öncesi alınabilecek ve hayat
kurtarıcı etkisi ortaya konmuş pek çok önlemin alınmadığı raporlar ve uzman
görüşleriyle destekleniyor(teyit.org). Oysa AFAD'ın internet sitesinde
Türkiye’nin 1945 yılı itibariyle bir deprem tehlike haritasına sahip
olduğu görülüyor.
Bu haritalar hangi bölgelerin deprem tehlikesi altında olduğunu ortaya koyuyor.
Bu haritaya ek, Maden Tetkik Arama’nın (MTA) hazırladığı diri fay hatlarını
gösteren harita mevcut.
Bunun yanısıra 20’ye yakın il, 81 ilçe ve 500’e yakın köyün doğrudan fay hattının üzerinde bulunduğu biliniyor ancak kritik önemdeki fay yasası hala oluşturulmamış. Jeoloji Mühendisleri Odası’nın 2021’de yayınladığı Kahramanmaraş raporunda ve 2022’de risk uzmanı Dr. Alican Kop'un uyarılarında Kahramanmaraş’da yeni imara açılan birçok alanın bu fay kuşağı kollarının üstünde olduğu vurgulanıyor.
Bir başka
büyük sıkıntı da imar affı. Türkiye’de 1948’den bu yana çeşitli isimlendirmelerle
en az 20 imar affı kararı alınmış. Yönetmeliğe uygun olmayan binalar böylece
meşruluk kazanmış. Deprem tehlikelerinin önemli bölümünün, inşaatlarda
standartlara ve yönetmeliklere uyulmamasından kaynaklandığı belirtiliyor ancak
bunun için yasal düzenlemeler yumuşatılıyor. Şehir Plancıları Odası nın da ifade
ettiği şekilde her imar affıyla birlikte, tüm yönetmelikler anlamını yitiriyor.
Bir diğer önemli konu erken uyarı sistemi. Türkiye’de erken uyarı sistemi konusunda yıllardır çeşitli kurum ve kuruluşlarca yürütülen çalışmalar var ancak konuyla ilgili mevzuat ve henüz işleme geçmiş bir sistem yok. Böyle bir sistem evlerin boşaltılmasını sağlayarak can kaybını azaltabilir.
Yukarıda
sıraladığım ve teyit.org dan edindiğim bilgiler çok önemli. Bu önlemlere rağmen
hala yıkım ve can kaybı olabilir ancak şu anki boyutta olması mümkün değil.
Bu şartlarda eğitim ve öğretimin devam ettirilmesi de esas. Bir kere daha anladık ki herkesin Türkiye’deki deprem tehlikesi hakkında bilgisi zayıf. Bir Marmara depremidir gidiyor 1999’dan bu yana. Ülkedeki fay hatları nereden geçiyor, risk altında olan şehirler hangileri ve depreme karşı nasıl daha hazırlıklı oluruz? Bunların sürekli konuşulması gerekiyor. Okullarda ders olarak bile konulması düşünülmeli bence, kaldı ki eğitimi durdurmak seçenekler arasında olmamalı.
Bunca
sıkıntı içinde eğer bir başarı var ise o da insanların dayanışması oldu. Tüm
Türkiye, hatta dünya, depremden zarar görenler için yardıma seferber oldu. Bizler
Londra'da aynı şekilde canla başla mali destek sağlamaya çalıştık: kendi arkadaş
ve iş çevremizden çocuklarımızın okullarından. Sadece küçük kızımın 300 küsür öğrencisi
olan okulundan £1500 toplandı. Bu tutar elden toplandı, ayrıca yardım
kuruluslarının hesap numaraları da ailelerle paylasıldı. Londra’daki bir arkadaşımızın
kurucuları arasında olduğu bir sivil toplum dernegi (Turkey Mozaik) rekora
koşarak £1.000.000’dan fazla kaynak yaratti. İnanılmaz tutarlar bunlar. İngiliz hükümetinin Dec
yardımı, Dünya Bankası’nın yerel projelere destegi hepsi inanılmaz bir yardım
seli. Giden canları geri getirmez bu yardımlar ama geride kalanların yaşamlarını yeniden kurmaya destek olur belki (Aşağıda yardım bağlantılarını bulabilirsiniz).
Dün sabah kızımı bir arkadaşının doğumgününe götürdüm. İzlandalı bir anne ile konuştuk orada,
“geçmiş olsun” dedi bana. Demeyene çok kızıyorum zaten. Ne zormuş her
kesiştiğin gözle aynı acıyı veya mutluluğu paylaşamamak, sürekli aynı konu
üzerinde konuşup dertleşmek isterken bunu sadece kendi memleketinden insanlarla
yapabilmek ve başkalarının bihaber şekilde hayatlarına devam etmesi. Neyse,
İzlandalı anne bana dedi ki “bizde hem volkan patlaması riski var hem de deprem
riski. O nedenle binalar ikisine de dayanıklı şekilde yapılıyor”. Dedim ki
volkana yakın yerleşim var mı? Dedi ki ”çok yakın oturulmuyor ama bizde sinyal sistemi
var”. Yani bizdeki depremin yanısıra orada bir de volkan riski var ama yukarıda
bahsettiğim tüm önlemler alınmış olduğu için bu tür olaylar sıradan bir doğa
olayı olarak karşılanıyor. Bizde de öyle olabilir. Benim hala umudum var. Çok
kötü günlerden geçiyoruz ama daha kötüleri olmasın diye uğraşmalıyız. Hepimiz
herşeyden sorumluyuz. Yıkılan şehirleri bir daha yıkılmayacak şekilde yeniden
yapmalıyız. Bu dayanışma devam ederse yapacağımıza inanıyorum ben.
Tüm arkadaşlar soruyor ne yapabiliriz diye. Çok teşekkürler herkese. Diyorum ki fikrimi soranlara, yardım edin bir lira bile olsa işe yarar. Nereye yaparsanız yardımı yapın, yeter ki bir şekilde destek olun diyorum. Hiçbir şey yapamasanız da doğru bilgi akışına yardım edin, ayrılık çıkarmayın, hep birlikte ortak amaç için mücadele edelim. Doğru yardımların doğru yere ulaştırılmasına aracılık edelim.
Hepimize geçmiş olsun. Hayatlarını kaybedenlere sonsuz rahmet, geride kalanlara sabır ve güç
diliyorum.
Kaynak:
Görsel1 - @abrar_sabbah
Görsel2- @teyit.org
Bagis Icin Organizasyonlar: