31 Ekim 2013 Perşembe

Evvel Zaman İçinde, Var İmiş Bir Halloween!

"Evvel zaman içinde,
Var imiş bir dunganga,
Alırmış çocukları,
Atarmış sepetine,
Yaparmış hep dunganga,
Dunnn ganga dun ganga..."

Bu sözleri bir yerlerden hatırlıyor musunuz? Haydi bir hafıza testi yapalım. Bu sözler :

a) küçükken oynadığımız bir oyunun
b) bir filmde geçen bir repliğin
c) çocukken hepimizin ezbere bildiği bir tekerlemenin
d) hiçbiri

Evet, cevapları alayım lütfen. Çocukken defalarca seyrettiğim Atıf Yılmaz'ın Ah Belinda” filminde babaannenin torununa söylediği bir şarkının sözleri doğru cevap. Müjde Ar'ın canlandırdığı genç bir kadının buhranlı bir dönemine tanıklık ederken, gerçeklerle gerçek olmayan arasında bizi gezdiren Atıf Yılmaz bu sözlerle o dönemin çocukları olan bizlere korkuyla merak arasında garip bir heyecan yaşatmıştı.

Benzer garip heyecanı bir de Halloween (Cadılar Bayramı) yaşatıyor kanımca.


Halloween 31 Ekim akşamı kutlanan Keltik, Roman ve Hristiyan festival sentezi. Kökleri “Samhain” olarak bilinen eski Keltik festivaline dayanıyor. Söz konusu festival hasat mevsiminin sona ermesi, kış mevsimin başlaması ve yeni bir yılın başlangıcını kutluyor. “Samhain” eski Paganlar’ın kışa hazırlandığı ve ürünleri stokladığı zaman olarak biliniyor. Kelt inanışına göre 31 Ekim gecesi yaşayanlar ve ölenlerin dünyaları çakışır ve tekrar hayata dönen ölüler hastalık getirebilir ve ürünlere zarar verebilirler.  İşte bu nedenle inanış odur ki, açık havada yakılan ateş, maske ve kostümler kötü ruhları insanlardan uzak tutar. Daha sonra Roma yönetimi ile Britanya, İrlanda ve İskoçya başlangıçlı olan Haloween kutlamalarına Roma etkileri de ilave edildi. Sonrasında Hristiyanlığa geçişle, 1 Kasım’da kutlanan büyük bir Katolik Festivali olan “All Hallows Evening” (Tüm Azizler Gecesi) ile birleşti. Bu şekilde Pagan, Roman ve Hristiyan kutlamalarının kesiştiği bu birkaç gün batıl inancın dini inançla mücadele etmesinin muhteşem bir örneğini oluşturmuş oldu.

 

Bu gecede yapılan geleneksel aktivitelerin en önemlileri “hile mi, ikram mı” (trick or treat) oyunu, perili evleri ziyaret etmek ve balkabaklarını oyarak fener yapmak. Cadı, vampir, hayalet kostümlü çocukların ev ev dolaşarak “hile mi, ikram mı” diye sordukları ev sahibinden şeker, çikolata (eski günlerde elma, fındık) istedikleri Halloween geleneğinde, herhangi bir “ikram” alamama durumunda, çocuklar ev sahibini ”hile” yapmak ile tehdit ederler. Genelde “hile”’den kasıt örümcek, fare, kesik el vs gibi gerçek olmayan ürkütücü şeylerdir.  Halloween’ın en temel geleneği olan “hile mi, ikram mı”, sosyal olarak herkes tarafından kabul edildiğinden o gece için hemen her komşu çocukların ziyaretinde “ikram” olarak vermek için  şekerleme temin eder. Çocuklar da zaten her kapıyı çalmaz  “hile mi, ikram mı” için, önünde balkabaklı fener olan evler ziyarete açıktır sadece.

Halloween Britanya, İrlanda ve İskoçya çıkışlı olsa da zaman içinde evrim geçirerek yayıldı. İrlandalı ve İskoçların Kuzey Amerika’ya yoğun göçüyle Amerika’da ve Kanada’da popularitesi arttı. Amerikan kültürünün TV ile yayılmasıyla kıta Avrupası'nda da kutlanır oldu.


İlkel insanların doğa olaylarına gösterdikleri tepkiler, onların korkuları ve geliştirdikleri inanç sistemleri her zaman bende ilgi uyandırmıştır. Halloween de başlangıçı bu dönemlere denk gelen bir kutlama olduğu için çok daha özel bence.

Gerçek hayatta karşılaşılmayan vampirler, zombiler ve kötü ruhların kılığına girmek pek çocuk dünyasına yakışmasa da şirin şirin kapıları çalıp şekerleme istemeleriyle olayın merkezinde eğlenceyi koyarak keyife dönüşen tuhaf bir kutlama Halloween. Her çocuk bir “dunganga” Halloween gecesi ve şekerleme vermeyen her kapı “dunganga”nın gazabına uğrayabilir. Bu da yine büyüklerin dünyasında bir gecelik de olsa bir şey yapabilme güçlerinin olduğunu düşündürüyor miniklere. Bir gececik bile olsa bu eğlence onların bütün sene boyunca sonu gelmeyen hikayelerine kaynak oluşturuyor.

Okullar başladığından bu yana biz geriye sayım yapıyoruz mesela. Özellikle Ekim ayındaki benim doğum günümden sonra geri sayım neredeyse her gün oluyor. Dört gözle beklenen tarih yaklaşınca balkabakları alınıyor; “hile mi, ikram mı” oyunu için kapıya gelen çocuklara verilecek şekerler alınıyor; saklanan Halloween dekorasyonları (örümcek, cadı, balkabağı süsleri...) ortaya çıkarılıyor; o gece hangi karakter olunacağına, hangi kostüm giyileceğine karar veriliyor; yüz maskesi beğeniliyor; mahalledeki arkadaşlarla sözleşiliyor. Anlayacağınız tam bir şölen.



Hangi inanca ve dine ait olduğuna takılmadan hem değişen bir mevsimin farkındalığını vurguladığı için, hem çocukların düşünsel yaratıcılığını artıran bir kutlama olduğu için, hem de karanlık, gri, İngiliz sonbaharına renk katıp çocuklarımızı eğlendirdiği için biz çok seviyoruz Halloween'i. Bu akşam Londra sokaklarındayız biz. Buralardaysanız şekerlemelerinizi hazır edin, çünkü her an kapınızı çalabiliriz. Hem ne demiştik daha önce, bayramlar kutlanmalıdır. Halloween de onlardan biri değil mi zaten?...

Referanslar:


9 yorum:

  1. Teşekkürler Tuba. Hep duyup, eğlencesini paylaştığımız bir olay ama geçmişini öğrenmek çok iyi oldu. Sevgıler Meltem

    YanıtlaSil
  2. Tubacim, ne guzel anlatmissin cadilar bayramini. Bana kisin basladigini hatirlattigi icin biraz huzun veriyor Halloween. Karanlik ve uzun geceler, soguk yagmurlu gri gunler ve herkezin icine ve evlerine kapanmasi. Ama dedigin gibi kisin bayram cok, Halloween, bonfire night, Christmas, valentines derken bahar gelecek gene. Ingilterede uzun sure yasayinca bu rutine alisiyor insan. Bol cikolata ve sekerleme toplarziniz umarim. Bizde sepetimizi hazirladik, cocuklari bekliyoruz. Yazmaya devam. Sevgiler.x

    YanıtlaSil
  3. Güzel bir yazı, beğenerek okudum.
    Tşkler

    YanıtlaSil
  4. Bayramlar insanlar için. Rutin hayatlarımızın renkli yanları.. Keyif , eelence, nese...
    Kalemine sağlık Tuba. .

    YanıtlaSil
  5. İyi ki her kültürün kendine özgü bayramları var. Çünkü hepimizin hafızalarında mutlaka heyecanla beklediğimiz bayram anılarımız var.Galiba önemli olan onları yaşatmayı ve sürdürmeyi başarabilmek ve çocuklarımıza bunları aşılayabilmek. İsmini bildiğimiz ancak senin sayende içeriği hakkında bilgi edindiğimiz bu bayramın çocukları mutlu etmesi ve heyecanla beklemeleri beni inanılmaz sevindirdi.Bütün çocukların bütün bayramları kutlu olsun :)) Sevgiler.... Sanem DİLER

    YanıtlaSil
  6. çocukların kostümlü fotoğraflarını gördüm :)) harika bir akşam geçirdikleri her hallerinden belli... ne mutlu ki,dalya'nın ve arkadaşlarının yıllar sonrası için anımsayacağı mutlu hatıralardan birisi daha yaşanmış... sevgiler Özlem GÖKSU

    YanıtlaSil
  7. Tubacim, cok guzel bir yazi. Hep merak ederdim tarihcesini Cadilar bayraminin. Biz de kutladik dun. Bu yil seker yerine saglikli alternatif yiyecekler aldik cocuklar icin ama kimse begenmedi. Hatta arkadasim Unicef'in seker yeme para biriktir kutularindan aldi bizim cocuklara, o da pek ilgi gormedi. Sanirim gelenegi bozmadan bol bol seker yiyip yedirmek gerekiyor. Ertesi gun de disciye randevu... Happy halloween. Trick or treat... yeah! TREAT!!!

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel bir gelenek . Bizler de küçükken Bayram sabahları ezanla kalkar kapı kapı (nine bayramın kutlu olsun diye ) dolaşırdık . Kültürler bir şekilde benziyorlar . Bu bayramı tanıttığın için teşekkürler ... Nezahat

    YanıtlaSil
  9. Tubacigim,
    Ben de Amerika'dan döneli beri her iki kulturun de bayramlarini Deniz'e anlatmaya calisiyorum. Icinde yasandigi gibi olmasi imkansiz ama kendi capimizda ufak kutlamalar yapiyoruz.Komsumuzun kiziyla trick or treat yapsinlar diye sekerler aldim, kostumunu giydirdim bu sene de...ve o aksam istedigi kadar seker yemesine izin verdim. Yazilarini okumak cok keyifli. Dunganga tekerlemesi kulaklarimda cinladi;)

    YanıtlaSil