28 Temmuz 2014 Pazartesi

İki Çocuklu Hayatın "Acabaları"


İki ay önce ailemize katılan ikinci çocuğumuzla hayatı yeniden öğrenme sürecimiz yeni bir boyut kazandı. Acabalarla dolu tek çocuğa sahip ebeveynlik ikinci çocukla birlikte ailemizin dinamiğinde kendi cevaplarını bulmaya başladı. Tek çocuklu hayata o kadar alışmıştık ki bizi bekleyen yeni hayata ilişkin bir sürü soru vardı aklımızda. Bunlardan en önceliklileri ve yakın zamanda bulduğum cevaplarını şöyle sıralayabilirim.

İkinci çocuğumu ilki kadar sevebilir miyim?
Saçma bir düşünce biliyorum. Sevilmese yüzyıllardır insanlar neden birden fazla çocuk sahibi olsunlar değil mi? Öyle olduğunu bilsem de böyle bir korkum vardı. Cevabım evet, sevebilirmişim. Hem de çok. Ama ilkinden daha çok değil, daha az da değil. O büyük sevgi azalmadan bölünebilirmiş, hem de hemen.

Tekrar bir bebeğe bakmaya uyum sağlayabilir  miyim?
Kardeşler arasında yaş farkı az olursa böyle bir soru söz konusu bile olmaz tabii. Ama benim durumum da olduğu gibi arada 7 yaş olunca böyle bir kaygı oluyor işte. Cevap evet. Aradan geçen yıllara rağmen çok kısa süre içinde hem de. Tüm bilgiler ve deneyimler tekrar kullanılmak üzere zamanını bekliyor, ihtiyaç oluştuğunda hemen ortaya çıkıyorlar.

İlk çocuğum kardeşe hazır mı?
Bu sorunun cevabı herkeste farklı olur sanırım. Çocuğun kişiliğine, kardeşler arasındaki yaş farkına göre değişir diye düşünüyorum. Bizim durumda cevap "hayır"mış ama şunu öğrendik ki, onu kardeş sahibi yapmasaymışız hiçbir zaman da hazır olmayacakmış. Evdeki dengeler değişip benim bebekle daha fazla zaman geçirmemle birlikte , başta dirense de, 7.5 yaşında küçük bir bebek olan kızımız hızla abla oluyor.

İki çocuk arasındaki dengeyi nasıl kuracağım? Ya ilk çocuğum kardeşini çok kıskanırsa?

Bunun kolay olmadığı bir gerçek. Oluşabilecek sıkıntı ve stresi hafif atlatmak için doğum öncesinde çok iyi bir planlama gerekiyor. Çünkü tecrübeler gösteriyor ki annenin doğum sıkıntılarını atlatmak ve yeni doğan bebeğin düzenini oturtmak için zamana ihtiyacı oluyor. Bu süreçte evde ilgi isteyen başka bir çocuğun ihtiyaçlarına annenin tam anlamıyla cevap vermesi mümkün değil. O nedenle eş, anne, arkadaş, bakıcı vs desteği şart. Bizim durumda iki hafta babalık izni kullanan eşim sürekli ilk çocuğumuzla birlikteydi, destek için Türkiye'den gelen annem ise ev hayatını götürüyordu. Yani her şey kontrol altındaydı ama yine de beni paylaşmak kızıma zor geldi. Çünkü baş başa yaptığımız pek çok şeyi şimdilik yapamıyoruz. Bu durumun geçici olduğunu bilsem ve ona bunu anlatsam da onda bir hayal kırıklığı oluştuğunun farkındayım. Bu durumu telafi etmeye çalışacağım.

Ya ilk çocuğumda yaşadığım sıkıntılar tekrar yaşanırsa ?
Nasıl her hamilelik birbirinden farklı ise her çocuk da birbirinden farklıymış. İkinci çocuğum doğar doğmaz ablasından çok farklı bir kişiliği olduğunu anladık. Onunla nasıl yepyeni bir sevgi yumağına dönüştüysek yepyeni bir serüvene de başlamışız meğer. Ne ağlaması, ne beslenmesi, ne uyuması benziyor ablasına, hepsi bambaşka. Geride bıraktığımız 2 ay içinde onunla yaşadığımız sıkıntılar da öyle. İlkiyle benzer sıkıntılar da yaşanabilir elbette ama şimdi ben hem ilkine göre daha tecrübeliyim hem de artık 7.5 yıl önceki Tuba değilim. Anneliğim, hayata bakış açım o zamankinden çok farklı. Dolayısıyla gördüm ki her çocuk yeni bir serüven.

İki aylık iki çocuklu hayatımdan ilk "acaba"larıma aldığım yanıtlar böyle. Zaman içinde yenileri de eklenecek bu listeye ama şimdilik en tazeleri bunlar. Acabalı veya net, her şekilde heyecanlı kimi zaman da hayli zorlu bir serüven bu ebeveynlik. Tek çocuklu, iki çocuklu veya çok çocuklu herkese bu serüvende kolaylıklar dilerim...


18 Temmuz 2014 Cuma

Altı Üstü Bir Aşı



Çılgın bir haftanın daha sonuna geliyoruz. Haftaya Lara'nın ilk aşısını yaptırarak başladık. Ağızdan verilen Rota virüsü aşısını gülümsemeyle karşılayan Lara iki bacağından yapılan karma aşıyı aynı mutlulukla karşılamadı. Mide bulantısı ve ateş gibi yan etkilerinin olacağı söylenmişti ama Dalya'nın aşılarını hiç hissetmediğimiz için pek endişelenmedim. Lara'nın ağlamasını dindirmek için besledikten sonra bebek arabasına koyup pek de alışık olmadığımız Londra'nın sıcak yaz günlerinden birinde yokuşu aşarak Dalya'nın okuluna ulaştık. Yıl sonu olduğu için sene boyunca yaptıklarını inceleyecektik. Maalesef bu da Lara'nın aşılı gününe denk gelmişti. Sabırla bekleyen Lara en sonunda çılgınca ağlamaya başladı. Sonrasında oyun parkına uğrama sözü vermiştim ama Lara'nın katıla katıla ağlaması durmadığı için Dalya'yı arkadaşa teslim ederek eve doğru yola koyuldum. Saat 4 gibi başlayan ağlama nöbeti akşam 9'a kadar dinmedi. Lara susmadı, uyumadı ve meme emmedi. Ayrıca vücudu çok sıcaktı. Gece ateşi yükseldi ve ilk Calpol'unu verdik. Böylelikle Dalya'nın aşılarında hiç yaşamadığımız bir tecrübeyi yaşamış olduk.


Ertesi sabah güzel bir şekilde uyanan ve bütün günü keyifle geçiren Lara o günün akşamını da aynı huysuzlukla geçirdi. Bu hızla başladığımız hafta, kaynayan Londra günlerinde Lara'yı eğleyip Dalya'nın okul koşuşturmaları ve son gösterilerine yetişmeye çalışan ve akşamları da uyku saatleri çatışan iki çocuk arasında birini emzirirken bir diğerine kitap okuyan yepyeni bir Tuba'yı tanıdığım yorgun akşamlarla sonlanıyor. İyi geceler...

10 Temmuz 2014 Perşembe

Yeniden Yazmak İstiyorum


Ha yazdım ha yazacağım derken günler su gibi akıp geçti. İnanamıyorum Lara bugün 2 aylık oldu.

Zorlu ama hiç bir anında "öff" demediğim bir 2 ay geçirdik birlikte. Uykusuz geceler, dinlenilmeyen koşuşturmalı gündüzler, yeniden bebek gazı çıkarma formulleri ve ağlama şekillerinden sıkıntının ne olduğunu anlama üzerine çalışmalar, kusmalar, konaklar, bebek masajları, bir gülümseme için binbir komiklik yapmalar, minik bebekle mobil olmaya tekrar adapte olma çalışmaları ve bu arada evde 7.5 senedir tek çocuk saltanatı süren Dalya'nın gönlünü alma ve onun koşuşturmaları ile geçen kısacık, koca, bir "iki ay".

Şimdi Lara'yı bir süre uyanmayacağını düşündüğüm bir pozisyonda uyutmaya başardım ve yanında tekrar yazı hayatıma dönme yazımı yazıyorum. Bundan sonra daha sık yazacağım çünkü ben yeniden sizlerle paylaşmak istiyorum.  Kısa kısa paylaşımlarda bulunarak bu iki ay içinde ve sonrasında yaşadığım ilginç deneyimlere yer vermeye çalışacağım yazılarımda. Umarım zevkle takip edersiniz. Sevgilerime...