2 Aralık 2013 Pazartesi

Büyümeyen Tek Çocuk Peter Pan'dır







Kızımın son iki senedir en sevdiği kitap kahramanı Peter Pan. Önce kitap olarak girdi hayatımıza birkaç farklı baskısı ile, Türkçesi ve İngilizcesi defalarca okundu, sonra da filmleri. 2012 Paskalyası’nda Disneyland Paris gezimizden sonra bir de Alice Harikalar Diyarında’nın Alice karakteri ile tanıştık. 
Çocukluğumda Peter Pan ve Alice ile ilk tanıştığımda ne hissettiğimi ve bende nasıl bir etki bıraktıklarını hatırlamıyorum, o yüzden kızımın daha çok Peter Pan’a olsa da, her iki kahramana ilgisi baştan beri hayli merakımı uyandırdı. Bendeki merak orada dursun, tam da ben Londra'da tiyatro izleme korkumu aşmışken, ikinci tiyatro şölenimizin Peter Pan karakterine ilham veren Peter Llewelyn Davies ve Alice Harikalar Diyarında’nın Alice’ine ilham veren Alice Liddell Hargreaves’in gerçek hayatta karşılaşmasını konu alan “Peter ve Alice” oyununa denk gelmesi  bir tesadüf değildi tabii ki! 
Oyunculuğunu her zaman çok beğendiğim Judi Dench’in Alice Liddell Hargreaves karakterini canlandırdığı oyunun ilanını gördüğüm ve konusunu okuduğum an görmek istedim. Çocukken Peter Pan ve Alice’e karşı ne hissettiğimi hatırlamayan ben, koca bir kadın olunca büyümüş bir Peter ve yaşlanmış bir Alice ile karşılaşınca hatırlamadığım o hissi belki yakalarım ve kızımın hislerini daha iyi anlarım diye iyice bir heyecanlandım.
Gladyatör filmiyle Oscar ödülü alan John Logan tarafından yazılan oyunun yönetmeni Michael Grandage.
John Logan’ın böyle bir oyun yazması hem her iki karakterin hem de bu karakteri yaratan yazarların pek çok ortak özelliğe sahip olmasından kaynaklanıyor bence. Her ikisi de fantastik kahraman: Alice yer altına girip hayal ötesi bir dünyada buluyor kendini; Peter Pan ise zaten kendisi hayal ötesi özellikler taşıyor. 
Her iki romanın yazarı da çocukları çok seviyor ve gerçek hayatta romanlarına ilham veren karakterlerle zaman geçirmekten çok hoşlanıyorlar. Peter Pan’ın yazarı J.M.Barrie Kensington Parkında St.Bernard köpeği ile yürüyüş yaparken 3 erkek kardeş olan Llewelyn Davies kardeşler (George, John ve Peter) ve bakıcıları ile karşılaşır. Zamanla beraber oyun oynamaya başlarlar ve bir süre sonra ailenin yakın dostu olur. Çocuklar onu “Jim Amca” diye çağırırlar. Alice Harikalar Diyarında’nın yazarı Lewis Carroll ise (gerçek adı Charles Dodgson) Oxford-Christ Church’de matematik dersi verirken okula dekan olarak atanan Henry Lidell’in yakın dostu olur. O zaman 10 yaşında olan kızı Alice ve kız kardeşleriyle bolca zaman geçirir. Beraber bot gezileri yaparlar ve onlara hikayeler anlatır. Bunun sonucunda her iki roman da söz konusu çocuklarla gerçek yaşamda oynanan oyunlar, şakalar ve eğlenceler üzerine kurgulanmıştır. 
Fakat “Peter ve Alice” oyunu söz konusu romanlardaki bu çocuksu eğlenceyi ve heyecanı anlatmıyor maalesef. Oyun her iki romana ilham veren Peter Llewelyn Davies ile Alice Liddell Hargreaves’in, 1932’de Amerika’da, Alice 80 yaşında ve Peter 30 yaşında iken ilk kez karşılaşmalarından yola çıkan hayali bir sohbet üzerine kurulmuş. Başlangıç diyalogları uzun ve zaman zaman sıkıcı. Konuşmadan akılda kalanlar: Peter Llewelyn Davies Peter Pan’e ilham vermiş olmaktan sıkıntı duyuyor, roman yazarı J.M.Barrie’yi sevmiyor, olumsuz bir kişiliği var ve mutsuz; Alice Lidell Hargreaves ise yaşın verdiği olgunlukla daha dingin, daha olumlu, romanla ve yazarıyla barışık ve hayatındaki bu gelişmeden memnun.
Hayatı boyunca Peter Pan’ın yükü altında ezilen ve sıradan bir insan olmayı çok isteyen, geçmişine kızgın Peter ile sevilen bir roman kahramanına ilham vermekten memnun olan Alice’in kitaplar ve kahramanları üzerine yaptıkları tartışma oldukça derin. 
Oyunda bir süre sonra her iki romanın yazarları Lewis Carroll ve J.M.Barrie çıkıyorlar sahneye. Daha sonra fantastik Peter Pan ve Alice karakterlerinin de katılmıyla iki eserin yazarları, kahramanları ve ilham perileri sahneyi adeta bir sürrealist geçit törenine dönüştürüyor. Zaman zaman takip edilmesi güç diyaloglar oluşsa da Peter Pan’ın şakacı, yaramaz tavırları ile büyüklere ilişkin yorumları (hep zamana tabi yaşamaları ve her zaman bir yere yetişmek durumunda olmaları gibi) diyaloglara renk katmanın yanı sıra Peter Pan’ın neden hiç büyümek istemeyip hep çocuk kalmak istediğini haklı çıkarmaktadır. 
Kısa süre için bile olsa sahnede yaratılan o çocuksu hoş ortam oyunun sonlarına doğru özenle dağılır ve küçük Alice ve Peter Pan’ın ağzından duyarız Alice Lidell Hargreaves ve Peter Davies’in büyümüş yaşamlarından çirkin kesitleri. Alice Lidell Hargreaves’ın mutlu bir evliliği olmadığını, yalnız bir yaşamı olduğunu, eşinin ölümünden sonra maddi sıkıntılar çektiğini, iki oğlunun 1. Dünya Savaş’ında öldüğünü; Peter Llewelyn Davies’in Peter Pan'ın ağır yükü altında ezilerek hiç bir zaman mutlu olmadığını, Barrie tarafından sevilmediğini, alkolik bir yaşama sürüklendiğini ve en sonunda kendisini bir trenin altına atarak hayatına son verdiğini öğreniriz. Nefeslerimiz derinleşir, salondaki sessizlik içimize oturan derin kasveti anlatır gibidir. Boğazlarımız düğümlenerek oyun biter.
Kendi yaşamlarındaki felaketlerden ve mutsuzluklardan kaçarak belki de yaşayamadıkları çocukluklarını Lidell ve Llewelyn Davies ailelerinde bulan Carroll ve Barrie dört elle sarılmıştı Alice ve Peter’ın kardeşleriyle geçirdikleri güzel çocukluk günlerine. O çocuklar daha büyümeden, hayatlarında kayıplar ve üzüntüler yaşamadan Carroll ile Barrie yazdıkları romanlarla o müthiş eğlenceli oyun anlarını dondurmayı başardılar. Biraz da fantastik öğeler ekleyerek, yıllar geçse de her çocuğun zevkle okuyup, dinleyip, izleyebileceği kalıcı kahramanlara dönüştürdüler onları. 
Kızımla bir Alice Harikalar Diyarı’nda ve Peter Pan bağı yakalamayı umarak izlediğim Peter ve Alice oyunu, muhteşem oyunculuk ve kurgusuna rağmen, içime bir sıkıntı salıverdi. Oyun sonrasında ve eve dönüş yolu boyunca keşke Alice Lidell Hargreaves ve Peter Llewelyn Davies’in sonraki yaşamlarını hiç bilmeseydim diye düşündüm. Keşke hep Alice Harikalar Diyarı’nda ve Peter Pan olarak kalsalardı aklımda. Ancak eve gelip de güzel güzel uyuyan kızımı görünce oyun boyunca bize verdikleri çalkantılı ruh hali yerini derin bir huzura bıraktı. Bir anda kızımla yarın ne oynayacağımı düşünmeye başladığımı farkettim ve o an anladım ki oyun amacına ulaşmış. 
Geleceği kimse bilemez, onu kontrol altına almak mümkün değil; ama bugün ve şu an elimizde. Kızım hala bir çocuk, bir oyun çocuğu ve ben büyümüş ama çocukları çok seven ve bir sürü oyun fikrine sahip bir anneyim. Onu mutlu etmek hala çok kolay ve benim onunla doyasıya oynama şansım var. Korsanlardan uçarak kurtulabilir, bir tavşanın peşine takılıp yer altında yolumuzu kaybedip sonra bir labirentte yolumuzu bulmaya çalışabiliriz. O anne olur ben bebek, rollerimizi değiştirebilir ve sadece bugünü, şu anı, yaşayabiliriz. Çünkü unutmamak gerek her çocuk bir gün büyür, büyümeyen tek çocuk ise Peter Pan’dır . 

Kaynak:

Not: Bu yazı 02.12.2013 tarihinde Alternatif Anne'de yayınlanmıştır.


6 yorum:

  1. mehmet baydın3 Aralık 2013 12:43

    Yazın harika olmuş. Tiyatroda; yazarı, esin kaynağını ve fantastik kahramanı buluşturmak da dahice bir fikir...Peter Pan'a olan özentim tekrar ortaya çıktı bu arada...Kuş ve peri olmak yani.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Mehmet abi.Benim de çok hoşuma gitti bu fikir ve duyar duymaz bu oyunu izlemek istedim.Peter Pan'a özenmemek ne mümkün, kaç yaşına gelirsek gelelim bu böyle olacak sanırım...

      Sil
  2. Herkesin içindeki Alice'i, Perer Pan'ı yaşatması o kadar da zor değil ama gerçek şu ki; çaba göstermek gerekiyor. Günlük kaygılar çoğu zaman bizleri hep yetişkin kalmaya zorluyor. Çocuk olmak, çocuk kalmak mutluluk sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günlük kaygılar ne olursa olsun, içimizdeki çocuğu korumak ve arada sırada da olsa dışarıya çıkarabilmek çok önemli bence, hele de etrafımızda çocuk varsa. Muratcım senin içindeki çocuğu dışarı çıkmış ve Dalyayla oynuyor görmek çok keyifli...

      Sil
  3. Bu yazı beni hem bilgilendirdi hem de düşündürdü . Anne ve baba olarak yapmamız gerekenleri ne kadar yapabildik . Yine de içimizdeki çocuğu yaşatmak ümidiyle ... Sevgiler .... Nezahat

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Annecim, sen anne olarak yapman gerekeni her zaman fazlasıyla yaptın hiç merak etme. İçindeki o çocuk hiç yok olmuyor, biz çocukken bizimle oynadı şimdi de çocuklarımızla oynuyor ...

      Sil