12 Mart 2015 Perşembe

Yine Bol Hastalıklı Bir İngiltere Baharı Yaşıyoruz...

 
Geleneksel bir İngiltere baharı yaşıyoruz. Yok öyle yağmur çamur çiçek böcek değil benim sözünü ettiğim. Hastalıklı bir bahar bizim yaşadığımız; 3 haftadır hastalıkla boğuşuyoruz.
 
Bol ateşli bebeklik döneminden sonra Dalya büyüyeli beri hastalıkların sayısı azalmıştı hayatımızda. Senede bir mide virüsü buradaki söylemiyle "tummy bug", bir iki bademcik enfeksiyonu ile atlatır olmuştuk. Bu sene Lara'nın da ailemize katılmasıyla daha fazla hastalık olacağını beklerken ben, ufak tefek ateş yükselmesi dışında ciddi bir sorun yaşamadık ta ki 3 hafta öncesine kadar. Size yazmayı sabırsızlıkla beklediğim ama bir türlü yazamadığım bir haftalık ara dönem okul tatilindeki gezimizden döndüğümüzden bu yana evde hastalık var. Biliyorum daha kötüleri de olabilir o nedenle şükretmeyi ihmal etmiyorum ama yine de biraz fazla geldi.
 
Önce Dalya  karın ağrısından şikayet etti birkaç gün, sonrasında mide bulantısı ve kusmayla birleşti bu. Evet, bu geleneksel bahar hastalığımız olan mide virüsünün ta kendisiydi. Bu sefer Lara'ya bulaşma korkusuyla daha bir titizlenerek geçirdik bu süreci. 3 gün sonrasında karın ağrısının ve kusmanın bitmesi ve iştahın geri gelmesiyle tam toparladı Dalya diye evde mutluluk rüzgarları esiyordu ki bu sefer bir sabah ben mide bulantısıyla uyandım. Dalya kadar kötü olmadıysam da bir günümü yatakta geçirmek zorunda kaldım. Bir iki gün sonra eski halime döndüm ama bu sefer de minik Lara'nın ateşi çıktı. Sıradan bir ateştir diye endişe etmedim başta ama çok kısa bir sure içinde 38.8 dereceye ulaştı ateşi ve huysuzluğu çok arttı. Bütün geceyi ağlayarak 39 derece üstü bir ateşle kucağımda gecirdi. Calpol ve İbuprofen dönüşümlü olarak kullanıp ateşi düşürmeye çalıştık. Fakat bu hiç kolay olmadı, çünkü daha önceleri Calpol'le hiç bir sorun yaşamamış olan Lara  bu defa Calpol dahil ağzına verdiğimiz hiç bir ilacı kabul etmemeye başladı. Ateşini düşürmek için zaten şırıngayla binbir mücadele ile vermeye çalıştığımız şurubun bir de yarısı boşa gidiyordu. Bir şekilde sabahı ettik ve ben ilk iş olarak aile doktorundan randevu aldım. Evden çıkmadan ateşini ölçtüğümde yüksekti ama maalesef Calpol vermeyi başaramadım. Ben de doktor nasılsa çok yakın, onunla birlikte veririz diye düşündüm. Doktora ilk ateş ölçümünde ateşi 40 derece çıktı. Muayane sonrasında neyin ateşe neden olduğu anlaşılamadı ama doktor bu şekilde eve gidemeyeceğimi, hastaneye gitmem gerektiğini söyledi. Bu arada Lara cayır cayır yanmaya devam ediyordu. Doktorun yardımıyla yine döke saça bir ölçü Calpol verdik.
 
Eve gidip acil ihtiyaçları yanıma alıp gittim yakındaki hastaneye. Ailemizin tüm bireylerinin farklı nedenle en az bir kere ziyaret ettiği "Acil" ile Lara da tanışmış oldu böylelikle. Çocuk doktorunun muayenesi sonucunda bademcik enfeksiyonu olabileceği söylendi ve antibiyotik verildi. Eşim de gelmişti o sırada hastaneye, onun yardımıyla ilk ölçü antibiyotiği vermeyi başardık ama yine döke saça. Ateşli geçen son gecemizde 24 saat içinde 1 ateş düşürücü ve 4 kere vermemiz gereken antibiyotiği sadece 2 kere vermeyi başarabildik. En sevdiği yoğurt ve meyve püresinin içine karıştırdık, içine ilaç konulan emziklerden aldık, her şeyi denedik ama ne fayda? Sabaha ateş kalmamıştı ama tekrar ateşi çıkar ve ateş düşürücü vermem gerekir de veremem diye daha önce Dalya'da hiç yaşamadığım tuhaf bir endişe yaşadım bu defa. Allah'dan ateş yükselmedi, ben de viral olduğuna kanaat getirip antibiyotik vermeyi bıraktım da o sıkıntılı ilaç verme işlemi bir daha yaşanmadı. Ancak akşama doğru onu giydirirken bir de ne göreyim? Vücudunda kırmızı kırmızı lekeler var. Hemen resimlerini çekip çocuk doktoru olan abime gönderdik. O da Lara'nın "Altıncı Hastalık" olabileceğini söyledi. Daha önce adını hiç duymadığım bu hastalık ani ateş yükselmesi ve ateş düştüğünde de vücutta kırmızı lekeler ile sonlanan viral bir hastalıkmış.  Kısa süre içinde geçti vücudundaki kızarıklıklar ama toparlaması biraz zaman aldı, hala da alıyor.
 
Şimdi 8 yaşında olan Dalya ile  zorlu bir ateşli bebeklik geçirmiştik. 72 saat aralıksız ateş düşürücü ve antibiyotik kullandığımızı bilirim ama hiç böyle ilaç içmeme sorunu yaşamamıştık.  Bu hastalıkla Lara ile yeni bir serüvene açıldığımıza bir kere daha inandık. Hem de bize büyüyor gibi gelse de aslında hala derdini anlatamayan, sadece ağlayarak tepki veren, ateşe, ilaçlara ve daha pek çok şeye direncinin-tepkisinin nasıl olacağını bilmediğimiz minik bir bebeğimiz olduğunu gördük. Yepyeni bir yolda yürüyoruz Lara ile bunu tekrar anladık. Şimdi onu daha iyi tanımaya çalışırken bir sonraki hastalığına kadar ilaç içmeme huyunun yok olmasını dilemekten başka yapabileceğim bir şey yok.
 
Hazır bu kadar ateşten bahsetmişken ve bebek ateşi korkusunu bir kez daha yaşamışken şu ateş konusunu irdelemeye ne dersiniz? O zaman bir sonraki yazımı bekleyin... 

4 yorum:

  1. Cok gecmis olsun, Tubacim. Bizim evde de var ilac icmeme sorunu. Cozumunu bilen varsa lutfen paylassin.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Eda'cığım. Ela'nın da ilaç içmiyor olması çok kötü. Evet çözümü bilen varsa paylaşsın lütfen...

    YanıtlaSil
  3. Geçmiş olsun. Bu 6. hastalık-ı bu hafta ikinci duyuşum. İlaç içmeme konusunda yardımcı olamıyorum, benim oğlum yemek sevmez her tür ilaca bayılır! Neden bilmem?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Gezgin Anne. Ben de ilk defa duydum Altıncı Hastalık'ı. Bu işin bir arası olmalı hem yemek hem de ilaç seven çocuk istiyorum :)...

      Sil