8 Mart 2019 Cuma

Kadınlar Günü




Bugün Dünya Kadınlar Günü. Her yıl olduğu gibi, bugün de, kadınların ne kadar kıymetli varlıklar olduğu, haklarının ödenemeyeceği konuşulacak, yazılacak, çizilecek. Oysa bugün  “kadınlar el üstünde tutulmalıdır, zaten tüm kadınlar çiçektir” söylemiyle kutlanacak bir gün değildir. Kadınlar çiçek değildir ve el üstünde tutulmak da istemezler. Her insanın olduğu gibi kadınların da temel hak ve özgürlüklerine dokunulmasın yeter.

8 Mart'ın Kadınlar Günü olarak kutlanması 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde yaşanan bir olaya dayanıyor. 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlar. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verir. 8 Mart 1960’da Birleşmiş Milletler bugünün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak tanınmasına karar verir ve gün 8 Mart Kadınlar Günü olarak  kabul görür. 
Kadın Hakları 70 yıl önce Birleşmiş Milletler tarafından dünyadaki her insan için tanımlanmış olan haklardan farklı değildir aslında. Kadın hakları, insan haklarıdır. Bu haklar şiddete, köleliğe ve ayrımcılığa maruz kalmadan yaşama hakkı, eğitim hakkı, mülk edinme hakkı, oy kullanma hakkı ve adil ve eşit gelir hakkıdır. Yani bu haklar zaten her insanın hakkıdır ve doğal olarak kadınların da. Oysa uygulama öyle değil çünkü kadınları güçlü ve eşit kılmak kadın haklarını kazanmakla bitmiyor. Mesele bu hakları tek tek kadınlara veya kız çocuklarına vermekten daha çok, ülkelerin ve toplumların işleyişlerini değiştirmek ve bu hakları uygulanabilir kılmaktır. Yasaları, politikaları değiştirmek, akılları, kalpleri kazanmak, güçlü kadın organizasyonlarına ve hareketlerine yatırım yapmaktır.
Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış haklar arasında başlık olarak belirtilmemiş ancak söz konusu hakların pratikte var olabilmesi ve kadının eşitliği ve güçlenmesi için güvence altına alınması gereken başka konular da var. Çocuk yaşta evlilik, aile içi şiddet, ev içi işçileri, cinsiyet eşitliği, namus cinayetleri, cinsel şiddet ve tecavüz, silahlı çatışma ortamında kadının cinsel istismarı, üreme hakları ve kürtaj, kadın sağlığı ve kadın sünneti bunlardan bazılarıdır. Kadınların ciddi anlamda suistimale uğradığı bu konularda düzenleme ve güvence olmadıkça kazanılmış olan kadın haklarının da bir anlamı yoktur.

Pek çok az gelişmiş ülkede kadın haklarından söz etmek mümkün değildir ancak durum gelişmiş ülkelerde de sevindirici değil maalesef. Söz gelimi kadınların en çok mağduriyet yaşadığı aile içi şiddette Birleşik Krallık’da son 1 yıl içindeki polis kayıtlarına göre:
  • Dakikada bir aile içi şiddet vakası polis raporlarına yansıyor.
  • Her dört kadından biri hayatının bir döneminde aile içi şiddete maruz kalıyor.
  • Her hafta iki kadın ya eşi ya da beraber yaşadığı kişi tarafından öldürülüyor.
  • Her dört erişkin kadından biri cinsel saldırıya maruz kalıyor.
  • Her sene 250 adet zorla evlendirme vakası rapor ediliyor.
  • Ayda bir kadın namus cinayetine kurban gidiyor.
  • Polise bildirilen tecavüz vakalarının sadece %5’inde suçlu mahkemeye intikal ediyor.
  • 20.000 den fazla kız çocuğu Kadın Sünneti riski taşıyor.
  • Her sene yaklaşık 1420 kadın cinsel istismar amacıyla Birleşik Krallığa yasa dışı yollarla getiriliyor.
Kısacası günümüzde kadın haklarında çok yol alınmış olsa da gelinen nokta hiç iç açıcı değil. Dünyada şu an daha çok kadın okuyor ve çalışıyor olabilir ama yine de erkek çocuklarına oranla daha fazla kız çocuğu okula gitmiyor. Siyasete katılan daha fazla kadın var ama hala Türkiye’de meclisin sadece % 17.4 ü,  İngiltere’de ise  %32.2’si kadınlar tarafından temsil ediliyor. Kadınlar yönetime katılmadıkça ve ana karar mekanizması içinde yer almadıkça kadınları daha fazla kucaklayan bir sistemin olması beklenemez. 
Kadınlar toplumun en önemli kurumu olan ailenin bel kemiğidir. Kadınlar  kız kardeştir, eştir, anadır. Sağlıklı bir topluma ulaşmanın yolu sağlıklı çocuklara sahip olmaktan geçer ki bu da beden ve akıl sağlığı yerinde olan kadınların yapacakları doğru seçimlerle dünyaya getireceği ve yetiştireceği çocuklarla mümkündür. Bir toplumun iyileşmesi o toplumdaki kadın haklarının toplumun ve sistemin her noktasına nüfus etmesiyle mümkündür.
Çocuk yaşta evlenmek zorunda bırakılmayan; eğitimine istediği kadar devam edebilen; kiminle ne zaman evleneceğine, çocuk sahibi olup olmamaya veya olacaksa bunun ne zaman olacağına kendi karar verebilen; babasından, abisinden, eşinden şiddet görmeyen; hamilelikte ve doğumda hayatını kaybetmemek için iyi kalite sağlık hizmetine erişebilen; işinde erkek çalışma arkadaşıyla aynı maaşı alan; ne barış ne de savaş ortamında tecavüz korkusu yaşamayan; cinsiyet ve kimliğinden bağımsız olarak eşit ve ayrımcılığa maruz kalmadan yaşayabilen kadınlar dünyayı iyileştirir, güzelleştirir.

Tek başına bir kadın bunu başaramaz, ancak birlikte başarılabilir. Tarihe bir göz atıldığında tüm kadın haklarının kadınların elbirliğiyle mücadelesi ile kazanıldığı görülür.  Aşağıda kadın hakları konusunda aktif olarak çalışmış ya da fikirleriyle kadınlara ilham vermiş bir iki kadından alıntılar paylaşmak istiyorum. Hepsinin  ortak görüşü de kadın hakları mücadelesinin hep birlikte yapılması gerektiği ve bu kazanımın toplumun genel iyiliği için olduğu üzerinedir. Bunlardan yazar Simon de Beauvoir  "Konu  kadınların erkeklerin elinden gücü alması değildir; çünkü bu düzenle ilgili bir şey değiştirmez. Asıl konu güç kavramını yok etmektir" demiştir.  İngiltere'de kadınlara seçme seçilme hakkının kazanılmasını sağlayan aktivist Emmeline Pankhurst'un söylediği de farklı değildir aslında  "İnsan ırkının diğer yarısını özgürleştirmeliyiz ki onlar da diğer yarının özgürleşmesine yardım etsinler."  Ve son olarak yazar Virginia Woolf  "Bir kadın olarak ülkem yok. Bir kadın olarak ülke istemiyorum. Bir kadın olarak ülkem tüm dünya" diyerek kadınlığın din, dil ve sınır tanımadığına ve bu sayede herhangi bir coğrafyada atılan bir adımın, bir kazanımın, tüm dünya kadınlarını ve haklarını etkilediği gerçeği ve gücünü vurgulamıştır. 
8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun. Kadın doğarak veya kadın hissederek, kadının gücünü hafife almayarak, mücadele etmekten çekinmeyerek, hayatın her alanında haklarınızın farkında ve onları sonuna kadar kullanarak yaşayacağınız insanca, kadınca, günleriniz olsun. Günümüz kutlu olsun.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder