4 Kasım 2013 Pazartesi

Bazen Yaramaz Olmak İyidir


Çocukken hiç içinde bulunduğunuz durumu değiştirmek isteyip de gücünüzün yetmediği ve çok sinirlendiğiniz oldu mu? Benim oldu. Bir defasında çok istediğim bir şeyi yapmayan anneme kızıp aldığım bıçakla elimi kesmeye kalkışmıştım, tabii ki annem ciddiye almamıştı beni. Şimdi detaylarını çok hatırlamasam da, çocukluğumda pek çok kere o yoğun kızgınlığı hissettiğim ve içinde bulunduğum durumu değiştirebilmeyi şiddetle istediğimi anımsıyorum. Bir mucize olsa apartmandaki şu kötü kalpli kız bir daha karşıma çıktığında bir güç onu yere düşürse ve yerden kalkamasa; bir mucize olsa sınıfta herkes hakkında gerçek olmayan kötü sözler söyleyen çocuk bir daha aynı tür bir şey söylemek istediğinde sesi kısılsa konuşamasa; okulda teneffüs dönüşünde çocuklara çabuk olmalarını söyleyen ve onları hızlandırmak için kulaklarından çeken uzun tırnaklı sarışın öğretmen bir daha aynı şeyi yapmak istediğinde bir mucize olsa da kendi kulakları uzasa uzasa uzasa... 

Senin adına kararların verildiği değiştiremediğin pek çok şeyin olduğu bir dönemdir çocukluk.  Büyüklerin kurallarına göre yaşadıkları küçücük dünyalarında onları kızdıran, zarar veren, kişilerden ve olaylardan kurtulabilme şansı ne yazık ki yok pek çok çocuğun. Ama bir mucize olsa ve durumu değiştirebilseler… Bu ihtimal düşüncesi bile zaman zaman kurtarıcı olabilir bir çocuk için. Hem kim bilir? Belki de değiştirebilirler gerçekten. 

İşte böyle bir roman kahramanı bugün size sözünü edeceğim Matilda. "20. yüzyılın gelmiş geçmiş en büyük masalcılarından" olduğu düşünülen "1945'den bu yana en büyük 50 Britanyalı yazar" arasında gösterilen Roald Dahl tarafından yaratılan bir roman kahramanı.  

Olağanüstü yetenekleri sıradan ve antipatik ebeveynleri tarafından hor görülen Matilda Wormwood erkek olması istenirken kız olduğu bir türlü kabul edilmeyen, evinde anlaşılamayan, yalnız bir kız çocuğu. Zamanlarının çoğunu televizyon seyrederek geçiren anne, baba ve ağabeyi onun erken gelişimini, meraklı ve zeki sorularını anlamaz, onu akılsız ve boş görürler. Evdeki bu durum Matilda’yı erken yaşta hayal dünyasına ve kitaplara yöneltir. Daha 4 yaşındayken okumaya başlayan Matilda zamanın çoğunu kütüphanede geçirir. Ailesinin sürekli kaba hareketlerine maruz kalan küçük kız, “bazen yaramaz olmanın iyi” olduğuna inanarak intikamını kendince yöntemlerle (babasının şapkasına yapıştırıcı koyarak veya babasının saç jölesine boya karıştırarak) almaktadır. Matilda’nın hayatı okula başlamasıyla daha da zorlaşır. Okul müdürü Bayan Trunchbull çocuklara insafsız cezalar vermekte ve Matilda’nın zekasını ve yeteneğini görmezden gelmektedir. Matilda aradığı sıcaklığı öğretmeni Bayan Honey'de bulur. Hem evde hem de okulda maruz kaldığı ezici davranışlar küçük kızın olağanüstü yeteneklerinin ortaya çıkmasına neden olur. Gözleri yardımıyla beyninin gücünü kullanmayı keşfeden Matilda, bu yolla düşmanlarını cezalandırıp, şaşırtıcı bir şekilde, hem Bayan Honey'in hem de kendi kaderini değiştirecektir. 

Birleşik Krallık devlet okulunda eğitim gördüğü süre içinde disiplin adına öğretmenlerin sert uygulamalarına şahit olan Roald Dahl, bu dönemde “dine ve tanrıya ilişkin ciddi şüpheleri” oluştuğunu söyler. Görünen o ki yazar yarattığı fantastik Matilda karakteri ile eğitimin önemini ve küçük beyinler üzerindeki etkisini kitlelere anlatmayı hedeflemiş ve de amacına ulaşmış. Ezilen, horlanan, sıkıntı gören pek çok çocuğa ilham veren Matilda romanı, ilk kez 1988 yılında yayınlanmış, 1996 yılında Danny De Vito yönetmenliğiyle sinema filmi olmuş ve 2010 yılında müzikale adapte edilmiş. 

Kızımın bir dönem drama dersi sırasında müzikalinin şarkılarıyla tanıştığı ve sonrasında DVD ile filmini izlediğimiz Matilda ailece çok sevdiğimiz bir karaktere dönüştü. Dalya'nın sayısız kere izlediği filmin, zaman zaman kriz durumlarında bir Matilda edasıyla beni ve babasını Matilda'nın anlayışsız ve kaba ailesine benzetmesi gibi bir etkisi olsa da, kişinin kendi doğrularının izinden gitmesi, anne babasından geliyor olsa bile yanlışlığı ve kötülüğü kabul etmemesi ve ona karşı harekete geçmesi konusunda oldukça doğru mesajlar verdiğine inanıyorum. 

Kitap ve filmiyle geçirdiğimiz bir seneden sonra artık Dalya Matilda müzikalini görme yaşına gelmişti. Aylar öncesinden biletlerini aldığımız müzikal için çok heyecanlıydık. Londra'da 2011 yılından bu yana oynayan ve sayısız başarı ödülleri alan müzikali en sonunda kendi gözlerimizle görecektik.  


Ucu ucuna yetiştiğimiz oyun salonuna girer girmez dekorun büyüsüne kapıldım. Sahne, yan duvarlar ve tavan rengarenk harf bloklarından oluşmaktaydı. Kelimelerle oynamayı çok seven Roald Dahl’ın romanlarındaki kelime ustalığı ve karakterlerinin renkliliği adeta sahneye taşınmıştı. Matthew Warchus’un yönettiği ve Dennis Kelly’nin yazdığı oyun, Tim Minchin’in söz ve müzikleri ile canlanmış ve Royal Shakespeare Company’nin çabalarıyla müzikale dönüşmüş.

Müzikal başlar başlamaz bizi içine aldı. Matilda’nın annesi ve babası muhteşem canlandırılmıştı:  sıradanlıkları, cahillikleri ve cesaretleri gerçekten etkileyiciydi. Matilda’yı oynayan küçük kız da Matilda’nın küçük yaştaki karışık aklını ve zekasını yansıtmakta çok başarılıydı. Bayan Honey anaç ve sevecendi.  Ama bizi en çok etkileyen Bayan Trunchbull’du, ancak bu kadar korkunç canlandırılabilirdi romanın dehşet verici karakteri. İri, çirkin cüssesi ve ürkünç bakışları biz büyükleri de en az çocuklar kadar korkuttu. Oyuncuların zaman zaman seyircilerin arasından çıkması, dekorun hızlı bir şekilde değişmesi, ışık ve lazer oyunları ve tabii ki müziklerle tam bir sanat ziyafetiydi gözlerimizin önündeki. Özellikle bütün öğrencilerin hep bir ağızdan “Büyüdüğümde” (When I Grow Up) adlı şarkıyı söylerken sahnedeki salıncaklara binerek izleyicilerin üstüne doğru uçtukları sahne çok etkileyiciydi. Salıncaklarla çocukluğun enerjisi ve neşesi, şarkının sözleriyle ise çocukluğun masumiyeti ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi.


Pek çok derin düşüncenin ve ince zevkin popüler kültürle yok olmak üzere olduğu günümüzde, kitap okumanın, kendine inanmanın, iyiliğe sığınmanın ve kötülükle mücadele etmekten vazgeçmemenin vurgulandığı Roald Dahl’ın bu güzel romanının müzik ve muhteşem oyunculukla harmanlandığı müzikalini Londra’ya yolu düşen -büyük küçük- herkes izlemeli bence. Bugünün küçüklerinin yarının büyükleri olduğunu unutmamak ve her şeyi değiştirebilme gücümüz olduğunu bir kez daha hatırlamak adına Matilda’yı izleyemesek de, okuyalım ve çocuklarımıza okutalım diyorum ben…

Referanslar








Matilda ve Roald Dahl’ın Diğer Çocuk Kitapları (Türkçe)




Not: Bu yazı  04.11.2013 tarihinde Alternatif Anne'de yayınlanmıştır.
http://alternatifanne.com/matilda-bazen-yaramaz-olmak-iyidir/

4 yorum:

  1. mehmet baydın4 Kasım 2013 12:48

    Yazı çok güzel olmuş. İnsanın içinde oyunu izlemek için merak ve heyecan oluşuyor. Görsel bir şölen izlediğiniz için çok şanslısınız. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Yazıyı gerçekten çok beğendim. Biraz uzun olmasına rağmen bir nefeste okunuyor. Orada olup ouyunu sizlerle birlikte izlemek isterdim...

    YanıtlaSil
  3. Çocukların dünyası doyumsuz . Genç anne olmuşsan , sorumluluk yalnız sana bırakılmışsa , çalışıyorsan tabi ki bir şeyler tam olmaz . Ama bu mazeret değil . Öncelik hep çocukların olmalı . Farkında olmadan yapılan yanlışlar çocukta derin izler bırakıyor . Sevgiler Nezahat

    YanıtlaSil
  4. Canm butun yazilarini zevkle okuyorum. BASARILAR

    YanıtlaSil