15 Aralık 2014 Pazartesi

Yıl Sonu Çılgınlığı ve Londra'da Kış Eğlenceleri

Pek çok kişi için yılın en keyifli olan Kasım-Aralık dönemi benim için özellikle Dalya okul çocuğu olduğundan bu yana pek de keyif alamadığım bir döneme dönüştü.

Londra'da kışın en karanlık ve soğuk günleri Noel'in süs ve ışıklarıyla aydınlanarak keyifli bir hale dönüşürken Dalya'nın bale gösterisi; cimnastik gösterisi; okuldaki Noel gösterisi; korosu; Noel para toplamaları; Noel hediye alışverişi; kart yazmalar;Türkiye tatiline hazırlık alışverişleri ve Ocak ayındaki Dalya'nın doğumgünü organizasyonunu yapmakla meşgul olan benim için bir an once sona ermesini istediğim bir dönem olur hep. 

Bu sene bir de Lara'nın varlığıyla daha da çetrefilli oldu günlerim. Onun uyku düzenine göre ayarlamaya çalıştığım zorunlu koşuşturmalara bir de katı gıdaya geçişi eklenince biraz daha fazla planlama gereği doğdu. İşin garibi çoğunlukla planların tutmadığı ama günün sonunda herşeye bir şekilde yetişebilmiş olmanın mutluluğu ile  sonuçlanır oldu neredeyse her günüm. Ama pes etmek yok. Ne olursa olsun keyifli Noel günlerinden faydalanmak niyetindeyim sene bitmeden. 

Geçen haftasonu o günlerden biriydi. Cumartesi günü Dalya'nın çok sevdiği bir kış faaliyeti olan buz pateni yaptık. Mekan olarak Hampton Court Palace'ı seçtik bu sefer. Sorularıyla baş ağrısı yarattığı ve bir aksaklık olup da geçekleşemeyince feci bir hayal kırıklığı yaşadığı için son ana kadar ona söylemedik planımızı. Bu süprizden çok mutlu oldu tabii. Ben bu sefer Lara'yla yapışık durumda olduğum için kaymadım. Zaten çok iyi kaydığım da söylenemez ama deniyorum ve de çok eğleniyorum. Her defasında bir yerlerimi kırmadan atlattığım için de şükrediyorum. Koşuşturmalardan sıyrılarak kışın güzelliklerinden az da olsa faydalanmak çok iyi geldi, size de tavsiye ederim.

Ailece yapılacak bu keyifli faaliyet için Londra'daki sevdiğim mekanlardan size kısaca bahsetmek istiyorum:


Doğal Tarih Müzesi Buz Pisti  (Natural History Museum Ice Rink)

Şehrin merkezinde en sevdiğimiz müzelerden olan  Doğal Tarih Müzesi'ni arkasına alarak, ışıklarla süslü ağaçların ve görkemli Noel ağacının süslediği Doğal Tarih Müzesi buz pisti Londra'nın en büyüleyici buz pisti bence. 1000 metrekare büyüklükte olan ana pist, çocuklar için daha tenha küçük bir pist ile birleşiyor. Çocuk pistinde minik penguenler kiralamak mümkün, bu sayede destekle kaymayı öğrenebiliyor çocuklar. 2014'de 10. yılını kutlayan buz pistinin hemen yanında bir atlıkarınca bulunuyor. Ayrıca buz pistine bakan sıcacık bir  kafesi var.

Londra'da ilk kaydığımız yer olan Doğal Tarih Müzesi pistini ben çok seviyorum ancak bir kötü yanı çok turistik ve merkezi konumundan dolayı çok kalabalık. O nedenle iyi kaydığınızı düşünüyorsanız bu pistte kayın derim çünkü kalabalıktan ve kayanların hızından kendi halinde yavaş yavaş kaymak pek mümkün olmuyor.

Adres: National History Museum, Cromwell Road, SW7 5BD
Açık olduğu tarihler: 3 Aralık - 4 Ocak

     
Hyde Park Kış Harikalar Diyarı (Hyde Park Winter Wonderland)

Hyde Park her sene ışıltılı Noel kutlamasına ev sahipliği yapar. Çocuklar için kaydırak, salıncak, atlıkarınca, sirk gibi eski panayırların tadında bir sürü eğlencenin olduğu bu büyük organizasyonda aynı zamanda puz pisti de yer alıyor. Burası Büyük Britanya'daki en büyük dış mekan buz pisti olarak biliniyor ve 100.000 ışıkla aydınlanıyor.
Dalya küçükken hemen hemen her sene gidiyorduk Hyde Park'ın kış eğlencesine. Buz pistinde ben kaymadım ama çok hoş bir ortamı var. Tek eksisi turistik ve çok rağbet olması, o nedenle  çok kalabalık. Bu nedenlerle benzer eğlenceleri yaşadığımız yerde de buluyor olduğumuzdan son dönemde gitmez olduk Hyde Park'a. Buz pisti için olmasa bile, Noel eğlencesi için bir harikalar diyarına çevrilmiş olan Hyde Park bu dönemde mutlaka görülmeli.

Adres: Hyde Park
Açık olduğu tarihler : 3 Aralık - 4 Ocak

Hampton Court Sarayı Buz Pisti (Hampton Court Palace Ice Rink )

Henry VIII'nin 16. yüzyıldan kalma sarayının resim gibi bir arka fon oluşturduğu 900 metrekarelik buz pisti çok sanatsal;özellikle karanlıkta ışıkları yandıktan sonra. Doğal Tarih Müzesi'nden sonra en etkileyici buz pisti bence. Ayrıca kendine çok güvenmeyen kayakçılar öğretmen eşliğinde kayabiliyorlar veya genç kayakçılar ders alabiliyor önceden yer ayırtma şartıyla. Çocuklar için minik penguenlerden burada da var. Yaşadığımız yere yakın oluşu Hampton Court Sarayı'nı bize çok cazip hale getiriyor. Büyüleyici mekanı ve sıçak çikolata ve sıcak şarap ile ısınıp soğuğun keyfini çıkarmak için ideal olan kafesi ile kışın keyfinin çıkarıldığı daha iyi bir yer olamaz sanırım.

Adres: Hampton Court Palace East Molesey, Surrey, KT8 9AU
Açık olduğu tarihler : 3 Aralık - 4 Ocak




Canary Wharf Buz Pisti (Canary Wharf Ice Rink)

Şehrin finans merkezi olan bir diğer ucundaki Canary Wharf'ın buz pistiyle tanışmamız eşimin iş yerinin orada olmasından kaynaklanıyor. Buz pistinin çok tenha olduğunu söyleyince bir deneyelim demiştik ve çok memnun kaldık. Kalabalık ve hız yok bu pistte, yeni öğrenenler veya çocuklar için ideal.
Ayrıca Canary Wharf’ın gökdelenleri bu puz pistine çok farklı bir mekan oluşturuyor. Pistte oluşturulan bir patikadan geçmek zorunda olan kayakçılar zorunlu olarak ışıltılı ağaçlar arasında hoş bir gezinti yapıyorlar. Yakındaki restoranda kış kokteyleri, sıcak çikolata ve lezzetli yemeklerden faydalanmak da mümkün.

Adres: Canada Square Park
Açık olduğu tarihler : 3 Aralık - 27 Şubat

Kendi deneyimlerimizden yola çıkarak Londra'da kışın keyfini yaşamanın birkaç yolunu sizinle paylaşmaya çalıştım. Pazar günü yaptığımız diğer keyifli faaliyeti de başka yazıma saklıyorum...

8 Aralık 2014 Pazartesi

Ben, Kendim ve Sadece Anneyim...



Bu aralar yine bir "özlem" ruh hali içindeyim. Tuba'yı özlüyorum,  yani kendimi, ama daha çok anne olmadan önceki, ilgilerimin kaygılarımın kendime dönük olduğu, halimi. Çok uzun süredir başbaşa kalamadım onunla.  Bölünmeden bir kitap okuyamadım, sinemaya gidemedim, bir haftasonu oturup sevdiğim bir dizinin tüm bölümlerini  izleyemedim, alıp başımı uzun uzun yürüyemedim, sevdiğim bir lezzet için kilometrelerce uzağa gidemedim, bilmediğim yeni bir şehri gezemedim, dar sokaklarını bilinmeyenlerini keşfedemedim, müze-galeri göremedim, gece geç saatlere kadar kendi eğlencem için uyanık kalamadım, öğlene kadar uyuyamadım, günlerce eve kapanıp sadece okuyamadım, canım hiçbir şey yapmak istemiyor diyerek bir şey yapmadan geçiremedim günlerimi. O günler çok uzakta sanki.


Evet, anne olalı beri bu tür bir hayat uzak bana. Oysa Dalya büyüdükten sonra ve Lara doğmadan önce hepsi olamasada o keyiflerin bir kısmını yeniden yaşatmıştım kendime. Eski tadı alamasam da. Çünkü eski Tuba değilim ben artık; yaptığım her şeyden sonra koşa koşa eve gelen ve evdeki güzelliğin varlığına teşekkür eden bir anneyim ben.  Üstelik yepyeni keyifler eklendi anne olarak hayatıma. Eskiden tek başıma veya daha sonra eşimle yapmayı sevdiğimiz pek çok şeye artık Dalya'yı da dahil edebilmek çok hoş.

Ben yine de ara ara o umarsız günlerimi özleye durayım, şimdi bir de sadece Dalya'nın annesi olduğum günleri özlemek eklendi bunlara. Nostaljiyi seviyorum galiba. Sadece Dalya'nın annesi olarak : Dalya'nın kitaplarında kaybolmayı, birlikte film izleyerek onun heyecanını yaşamayı, beraber albüm bakıp, uzun uzun oyun oynamayı,  keman çalışmayı, hepsini özledim. Çünkü ben bir süredir Lara bebeğin de annesiyim. Onun değişen ihtiyaçlarına ayak uydurmaya çalışmak bütün günümü alıyor.  Eskisi kadar ağlamasa da, artık gazı çok azalmış olsa da, uyanan duyularıyla daha oyuncu, gezmek incelemek isteyen, diş çıkarma sürecinde oluşundan dolayı daha huzursuz ve de katı gıdaya başlamasıyla farklı lezzetleri denemek isteyen bir bebeğim var artık. Durum bu olunca yalnızken tüm vaktimi alan Lara, Dalya ile beraberken de ilginin çoğunun onda olmasına neden oluyor. Eskiden anne-kız yaptığımız pek çok şeyi yine yapıyoruz ama araya bir Lara'yı uyutma, alt değiştirme, doyurma molası giriyor ve eskisi gibi olamıyor. Böylelikle Ocak ayında 8 yaşında olacak kocaman küçük kızım Dalya ile yapacaklarımızın listesi sürekli uzuyor, tamamlayamadığımız oyunlar birikiyor, yarın yaparız sözlerimize her gün bir yenisi daha ekleniyor. 

Bir de Lara'nın annesi Tuba var tabi. Onu henüz özlemiyorum, çünkü dolu dolu yaşıyorum. İnce ince bir sürü uğraşının içinde kimi zaman bana Dalya'nın bebekliğini hatırlatan kimi zaman da Larayla bir ilk olan bir sürü an. Doğadaki her hareketin kendisi için olduğunu düşünen, tepki veren, gülen, eğlenen bir dolu Lara. Bizler için hayli sıradan olan bir dizi şeyin -yaprakların uçuşu, güneşin nesnelere yansıması, ağaçların rüzgarda dallarını oynatması, gölgeler, yanıp sönen ışıklar, soğuğu ve sıcağı yüzünde hissetmek- onu nasıl meşgul ettiğini görmek ve tekrar onunla keşfetmek basiti, sadeyi, mucizeyi.  Sonra anneyi gözden kaybedince ağlaması, göz göze her gelişimizdeki sıcacık gülüşü ve anneye duyulan o sonsuz güven. İşte bunlar Laralı anlar.

Böyle bir düzende yine de ara ara  kendine dönük ilgi ve kaygılara odaklı Tuba gelse de aklıma,  özlesem de onu, biliyorum ki beni yepyeni birine dönüştüren "anne Tuba" hepsini barındırıyor içinde. Biliyorum ki eski zevklerim, sevdiklerim hala orada,  sadece şimdilik rotaları değişti, çeşitlendi, renklendi. Gelecekte yine kendimce seçebileceğim yolumu, kendi kendime, kendi rengimde. Ama şu an sadece anne olarak, bıraktım kendimi kızlarımın rüzgarına, varsın götürsünler beni tekrar çocukluğuma. Tek farkı anneyim bu sefer ben, sadece anne...






1 Aralık 2014 Pazartesi

Down Sendromu Tespitinde Önemli Bir Adım : Harmony Test





İlk çocuğum Türkiye’de doğdu, ikincisi ise İngiltere’de. İlki İstanbul'da 5 yıldızlı oteli aratmayacak bir hastanede dünyaya geldi, ikincisi ise Londra’da sıradan bir devlet hastanesinde. İlk hamileliğimi çok gergin geçirmiş,  önerilen her ultrason taramasına girmiş (neredeyse 3 haftada 1), her kan testini yaptırmıştım. Oysa ikinci hamileliğim en baştan beri aile hekimi ve tüm NHS (devlet sağlık sistemi) ekibinin gösterdiği rahatlık ile daha az ultrasound’lu, daha az testli ve doktor kontrollü geçti.

İngiltere'de doğuma çok doğal bir süreç olarak yaklaşılıyor ve olabilecek komplikasyonlar çok doğal karşılanıyor.  Türkiye’deki super kontrollü ilk deneyimimden sonra ikincide, sistemin tüm  rahatlığına inat, bu sefer ben her şeyi kontrol altında tutmaya çalışarak oluşabilecek hata payını azaltmak istiyordum. Bu nedenle sağlık ekibinin rahatlığı beni hayretlere düşürüyor, bir o kadar da rahatsız ediyordu. Kaygılarımda ilk doğumumu İngiltere'de yapmamış olmam ve hangi doctor, hangi hastane gibi bir sürü bilinmeyenin de olmasının etkisi büyüktü sanırım. Hamileliğim boyunca "doğrusu bu değil, kesin bir şey ihmal ediliyor, hem ben artık 40’ını aşmış bir hamileyim biraz daha özenli olmalılar” diye söylendiysem de, onların tüm bu rahatlığıyla daha az doktor ziyaretli, daha az ultrasound’lu, biraz kendi kendine bırakılmış rahat bir hamilelik geçirdim diyebilirim.

Ancak  bunda hamileliğimin 12. haftasında yaptırmış olduğum yeni bir testin de etkisi büyük. Harmony Test olarak bilinen bu test annenin kolundan alınan kanla bebeğin ‘Down Sendromu’ riski taşıyıp taşımadığının tespit edildiği çok yeni bir yöntem. Aynı kandan bebeğin cinsiyeti de öğreniliyor. Dünyada sadece birkaç ülkede yapılıyor bu test ve İngiltere bunlardan biri.  Ben Harmony Test sayesinde 14 haftalık hamileyken bebeğimin  cinsiyetini ve ‘Down Sendromu’ riski taşımadığını öğrendim.

Peki ne bu Harmony Test?

Harmony, MaterniT21, Verifi ve Panorama şeklinde farklı isimlerle pazarlanan bu test, anne karnındaki bebeğin hayatını riske atmadan, ceninin DNA’larını inceliyor. Hamilelik sırasında anne kanının % 3-13'ünü oluşturan ve doğum sonrasında hemen yok olan cenin DNA'sı incelenerek Trisomy 21 (Down sendromu), Trisomy 18 (Edwards sendromu) veya Trisomy 13 (Patau sendromu) gibi kromozom bozukluğu riskinin ne kadar yüksek veya düşük olduğunu analiz ediyor.

Harmony Test.3King’s College Hospital ve University College Hospital tarafından yürütülen ve "Ultrasound in Obstetrics and Gynecology" dergisinde yayınlanmış olan Harmony Test araştırması bir araştırma ve eğitim kurumu olan Fetal Medicine Fon'u tarafından finanse edilmiş. Hamilelere ultrason taraması yapan özel bir klinik olan, benim de testimi yapan, Fetal Medicine Center tüm gelirini bu kuruma bağışlayarak düzenli olarak fonluyor.

İngiltere’de mevcut düzende her hamile kadına ilk trimesterde ‘Down Sendromu’ taraması sunuluyor. Söz konusu tarama birleşmiş test (combined test) olarak da adlandırılıyor. Ceninin ense arkasındaki yumuşak bölümün kalınlığını ölçmek amaçlı bir ultrasound taraması ve annenin kanındaki proteinin ölçüldüğü bir kan testinden oluşan testin sonuçları annenin yaşı ile birlikte ceninin Down Sendromundan etkilenme riskini ölçmek için kullanılıyor. Söz konusu birleşik test riskinin 90%'ını yakalıyor. Bu test bazen de Trisomy 13 ve 18’i de ortaya çıkarabildiği gibi  Turner, Klinefelter ve Triple Sendromu gibi cinsiyet kromozomu bozukluklarını da yakalayabiliyor.

Test sonuçları yüksek riskli çıkan hamilelere ceninin ‘Down Sendrom’lu olup olmadığını saptamak için tanı testi öneriliyor.  Tanı testi ise plasenta veya fetusu çevreleyen sıvıdan hücre toplama işlemi olan ve tıbbi müdahele içeren CVS (Chorionic Villus Sampling)  (Koriyonik villus örneklemesi) veya amniyosentez. Ancak hamileliğin daha sonraki aşamalarında yapılabilen her iki müdahaleden kesin sonuç alınsa da (CVS 10-12 hafta, amniyosentez 15-20 hafta arasında) her ikisi de küçük de olsa düşük riski taşıyor (%1'den daha az).

Harmony Test.2

Üstelik tarama testi sonucunda Down Sendromu yüksek riskli olarak belirlenen her fetusta kesin Down Sendromu var demek de mümkün değil. Down Sendromlu olmadıkları halde tarama testinde yüksek riskli olarak belirlenen hamile oranı %5, yani hata payı. İşte araştırmacıları Harmony Test'e yönlendiren asıl neden de bu. Yani hata payını düşürerek hamilelere uygulanan gereksiz tıbbi müdahale oranlarını azaltmak ve sonrasında ortaya çıkan düşük riskine engel olmak.

1005 kadın üzerinde deneme yapan araştırmacılar bu test ile yanılma payının 0.1% gibi daha az bir oran olduğunu buldular. Bu da daha az hamileliğin gereksiz tıbbi müdahaleye tabi olacağını gösteriyor. Ancak araştırma sonucunda kadınların 2% gibi bir oranında bu yeni testin sonucunun alınamadığı görülüyor bu da eski usul testlerin yapılmaya devam edilmesi gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Araştırma hakkında daha detaylı bilgi edinmek isteyenler link’e göz atabilir.

Sonuçlar umut verici ancak bulgular daha büyük kitlelerde test edilmedikçe İngiltere’de  ulusal tarama prosedürlerinde bir değişim yapılmayacağı kesin.



Kimler Harmony Test yaptırabilir?

Harmony Test.4Harmony Testi 10-32 hafta aralığında tekil veya ikiz canlı hamileliği olan kadınlara uygulanabiliyor.

Sonuçlar Ne Zaman Alınıyor? 

Sonuçlar genelde iki hafta içinde alınıyor. 5% gibi bir oranda teknik sorunlardan dolayı sonuç alınamadığı görülmüş. Bu durumda testi ücretsiz olarak tekrarlama şansınız var ve % 50 ihtimalle sonuç alınıyor.

Sonuçlar Neyi Gösteriyor?

Harmony Testi sonucu Trisomy 21, 18 or 13 riskinin düşük veya yüksek olduğunu söylüyor. Eğer sonuç düşük risk çıktıysa (10.000’de 1) bu rahatsızlıklardan birinin olma riski hayli az. Sonucun yüksek çıkması durumunda ise söz konusu anomalitenin kesin olup olmadığını anlamak için CVS veya amniyosentez yaptırılması öneriliyor.

Başka Teste İhtiyaç Var mı?

Harmony Test nadir görünen kromozom bozuklukları hakkında bilgi vermiyor. 11-13 hafta arasında yapılan ultrason taraması bu konuda bir bozukluk gösterirse omfalaosel (exomphalos), holoprozensefali (holoprosencephaly), kalp anomalitesi gibi nadir görülen kromozom sorunlarının riski yüksek olabilir. Bu gibi durumlarda CVS veya amniyosentez yaptırma kararı alınabilir.

Harmony testi fiziksel bozukluklara ilişkin de bilgi vermiyor, kalp ve beyin anomalitesi, spina bifida veya cenin gelişimi gibi. O nedenle 11-13 ve 20-22 haftalık iken ultrason taraması yaptırıp cenin anatomisine , 20-22 hafta arasında ise cenin büyümesine baktırmak gerekmektedir.

Harmony Test'in maliyeti nedir?

Testin maliyeti 400 pound. Ancak hamilelik haftasına göre farklı kontrolleri içerir bir şekilde farklı  paketler var. Farklı paketlere farklı fiyatlama uygulanıyor. Test sonucu bebeğin Trisomy 21,18 veya 13'ün birinden etkilendiği gösterirse CVS ve amniyosentez ücretsiz yapılıyor.

Benim Harmony Test Deneyimim

Hamileliğimin 11. haftasında kan resti ve ultrasound taraması ile uygulanan Down Sendromu test sonuçlarının düşük riskli çıkması beni rahatlatmaya yetmemişti. Test sonucum düşük çıktığı için, doğal olarak, Down Sendromundan etkilenmesi yüksek riskli bulunan annelere önerilen CVS ve amniyosentez bana önerilmedi. Yine de 40 yaşını aştığım için huzursuzluğumdan dolayı isteğim doğrultusunda bana CVS önerdiler. Ancak hastane ekibinin CVS yaptırmak istememi hayretler içinde karşılayan bakışları her iki prosedürü de detaylı olarak araştırmaya yöneltti beni. Araştırmam sonucunda her ikisinin de riskli olduğuna kanaat getirerek yaptırmamaya karar verdim. Sonrasında da beni rahatlatacak ama daha az risk içeren bir yöntem arayışına girdim ve böylelikle Harmony Test’i buldum. Bu sayede hem CVS ve amniyosentez gibi sıkıntılı bir tıbbi müdahaleden kurtuldum hem de her iki prosedürün de içerdiği düşük riskini ortadan kaldırmış oldum.

Bebeğe ilişkin tüm kromozom ve gelişim sorunlarını CVS ve amniyosentez oranında tespit edemese de, sık rastlanan kromozom bozukluğu olan Down Sendromu riski tespitinde oldukça güvenilir olan Harmony Test, biraz maliyetli olsa da  birçok hamile kadına CVS veya amniyosentez dışında bir alternatif oluşturuyor. Ben de o kadınlardan biriyim.

*Yukarıdaki yazı kendi araştırmalarım ve tecrübem baz alınarak hazırlanmıştır. Uzmanlık isteyen bilgilerde uzman doktora danışılması gerekmektedir.



Kaynak






Not: Bu yazı 01.12.2014 tarhinde Alternatif Anne’de yayınlanmıştır. http://alternatifanne.com/down-sendromu-tespitinde-onemli-bir-adim-harmony-test/