8 Aralık 2014 Pazartesi

Ben, Kendim ve Sadece Anneyim...



Bu aralar yine bir "özlem" ruh hali içindeyim. Tuba'yı özlüyorum,  yani kendimi, ama daha çok anne olmadan önceki, ilgilerimin kaygılarımın kendime dönük olduğu, halimi. Çok uzun süredir başbaşa kalamadım onunla.  Bölünmeden bir kitap okuyamadım, sinemaya gidemedim, bir haftasonu oturup sevdiğim bir dizinin tüm bölümlerini  izleyemedim, alıp başımı uzun uzun yürüyemedim, sevdiğim bir lezzet için kilometrelerce uzağa gidemedim, bilmediğim yeni bir şehri gezemedim, dar sokaklarını bilinmeyenlerini keşfedemedim, müze-galeri göremedim, gece geç saatlere kadar kendi eğlencem için uyanık kalamadım, öğlene kadar uyuyamadım, günlerce eve kapanıp sadece okuyamadım, canım hiçbir şey yapmak istemiyor diyerek bir şey yapmadan geçiremedim günlerimi. O günler çok uzakta sanki.


Evet, anne olalı beri bu tür bir hayat uzak bana. Oysa Dalya büyüdükten sonra ve Lara doğmadan önce hepsi olamasada o keyiflerin bir kısmını yeniden yaşatmıştım kendime. Eski tadı alamasam da. Çünkü eski Tuba değilim ben artık; yaptığım her şeyden sonra koşa koşa eve gelen ve evdeki güzelliğin varlığına teşekkür eden bir anneyim ben.  Üstelik yepyeni keyifler eklendi anne olarak hayatıma. Eskiden tek başıma veya daha sonra eşimle yapmayı sevdiğimiz pek çok şeye artık Dalya'yı da dahil edebilmek çok hoş.

Ben yine de ara ara o umarsız günlerimi özleye durayım, şimdi bir de sadece Dalya'nın annesi olduğum günleri özlemek eklendi bunlara. Nostaljiyi seviyorum galiba. Sadece Dalya'nın annesi olarak : Dalya'nın kitaplarında kaybolmayı, birlikte film izleyerek onun heyecanını yaşamayı, beraber albüm bakıp, uzun uzun oyun oynamayı,  keman çalışmayı, hepsini özledim. Çünkü ben bir süredir Lara bebeğin de annesiyim. Onun değişen ihtiyaçlarına ayak uydurmaya çalışmak bütün günümü alıyor.  Eskisi kadar ağlamasa da, artık gazı çok azalmış olsa da, uyanan duyularıyla daha oyuncu, gezmek incelemek isteyen, diş çıkarma sürecinde oluşundan dolayı daha huzursuz ve de katı gıdaya başlamasıyla farklı lezzetleri denemek isteyen bir bebeğim var artık. Durum bu olunca yalnızken tüm vaktimi alan Lara, Dalya ile beraberken de ilginin çoğunun onda olmasına neden oluyor. Eskiden anne-kız yaptığımız pek çok şeyi yine yapıyoruz ama araya bir Lara'yı uyutma, alt değiştirme, doyurma molası giriyor ve eskisi gibi olamıyor. Böylelikle Ocak ayında 8 yaşında olacak kocaman küçük kızım Dalya ile yapacaklarımızın listesi sürekli uzuyor, tamamlayamadığımız oyunlar birikiyor, yarın yaparız sözlerimize her gün bir yenisi daha ekleniyor. 

Bir de Lara'nın annesi Tuba var tabi. Onu henüz özlemiyorum, çünkü dolu dolu yaşıyorum. İnce ince bir sürü uğraşının içinde kimi zaman bana Dalya'nın bebekliğini hatırlatan kimi zaman da Larayla bir ilk olan bir sürü an. Doğadaki her hareketin kendisi için olduğunu düşünen, tepki veren, gülen, eğlenen bir dolu Lara. Bizler için hayli sıradan olan bir dizi şeyin -yaprakların uçuşu, güneşin nesnelere yansıması, ağaçların rüzgarda dallarını oynatması, gölgeler, yanıp sönen ışıklar, soğuğu ve sıcağı yüzünde hissetmek- onu nasıl meşgul ettiğini görmek ve tekrar onunla keşfetmek basiti, sadeyi, mucizeyi.  Sonra anneyi gözden kaybedince ağlaması, göz göze her gelişimizdeki sıcacık gülüşü ve anneye duyulan o sonsuz güven. İşte bunlar Laralı anlar.

Böyle bir düzende yine de ara ara  kendine dönük ilgi ve kaygılara odaklı Tuba gelse de aklıma,  özlesem de onu, biliyorum ki beni yepyeni birine dönüştüren "anne Tuba" hepsini barındırıyor içinde. Biliyorum ki eski zevklerim, sevdiklerim hala orada,  sadece şimdilik rotaları değişti, çeşitlendi, renklendi. Gelecekte yine kendimce seçebileceğim yolumu, kendi kendime, kendi rengimde. Ama şu an sadece anne olarak, bıraktım kendimi kızlarımın rüzgarına, varsın götürsünler beni tekrar çocukluğuma. Tek farkı anneyim bu sefer ben, sadece anne...






6 yorum:

  1. Her ne kadar yapamadığımız şeyleri özlesek bile, çocuklarımızla geçirdiğimiz bu güzel günlerin tadını çıkarmalıyız. mehmet

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar tecrübeli bir babanın görüşleri sanırım Mehmet abi. Arada gel-gitler olsa da ben de aynı fikirdeyim.

      Sil
  2. Tubacığım, ilk paragrafta anlattığın hallerimi ben de o kadar çok özlüyorum ki anlatamam. Eskiden film festivallerini dört gözle beklerdik hatırlıyorsundur. Şimdi vizyondaki filmlerin ancak afişlerina bakıyorum, fragmanlarını seyredip iç geçiriyorum. Arada anne olunca uzaklaştığımız kendimize dönüşler yapmak lazım. Kendimize zaman ayırmak, arkadaşlarla buluşmak. Lara az daha büyüsün fiziksel bağımlılığınızı atlatınca artık yine Dalya'yla veya kendibaşına keyifli zaman geçirebilirsin. Çocuklar ayrı bir keyif ve mucize ama bir biz var bizden içeri bu da bir gerçek:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benzer yollardan geçmiş biri olarak beni anlaman hiç şaşırtmadı Müşcüğüm. Ara ara özlesem de seviyorum ben bu değişen halimi. Hem sözünü ettiğin bizden içeri var olan o biz, daha özel bir anne yapmıyor mu sence bizi? Bence bizi farklı kılan da bu...

      Sil
  3. Cok guzel anlatmissin zaten cok katmanli benligine daha da katman katip zenginlestigini anne olarak, Dalya ve Lara'nin annesi olarak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni çok iyi anlayan sevgili Edacığım teşekkür ederim güzel yorumun için.

      Sil