"Evvel zaman içinde,
Var imiş bir dunganga,
Alırmış çocukları,
Atarmış sepetine,
Yaparmış hep dunganga,
Dunnn ganga dun ganga..."
Bu sözleri bir yerlerden hatırlıyor musunuz? Haydi bir
hafıza testi yapalım. Bu sözler :
a) küçükken oynadığımız bir oyunun
b) bir filmde geçen bir repliğin
c) çocukken hepimizin ezbere bildiği bir tekerlemenin
d) hiçbiri
Evet, cevapları alayım lütfen. Çocukken defalarca seyrettiğim Atıf Yılmaz'ın “Ah Belinda” filminde
babaannenin torununa söylediği bir şarkının sözleri doğru cevap. Müjde Ar'ın
canlandırdığı genç bir kadının buhranlı bir dönemine tanıklık ederken,
gerçeklerle gerçek olmayan arasında bizi gezdiren Atıf Yılmaz bu sözlerle o
dönemin çocukları olan bizlere korkuyla merak arasında garip bir heyecan
yaşatmıştı.
Benzer garip heyecanı bir de Halloween (Cadılar Bayramı) yaşatıyor kanımca.
Halloween
31 Ekim akşamı kutlanan Keltik, Roman ve Hristiyan festival sentezi. Kökleri
“Samhain” olarak bilinen eski Keltik festivaline dayanıyor. Söz konusu festival
hasat mevsiminin sona ermesi, kış mevsimin başlaması ve yeni bir yılın
başlangıcını kutluyor. “Samhain” eski Paganlar’ın kışa hazırlandığı ve ürünleri
stokladığı zaman olarak biliniyor. Kelt inanışına göre 31 Ekim gecesi
yaşayanlar ve ölenlerin dünyaları çakışır ve tekrar hayata dönen ölüler
hastalık getirebilir ve ürünlere zarar verebilirler. İşte bu nedenle inanış odur ki, açık havada
yakılan ateş, maske ve kostümler kötü ruhları insanlardan uzak tutar. Daha
sonra Roma yönetimi ile Britanya, İrlanda ve İskoçya başlangıçlı olan Haloween
kutlamalarına Roma etkileri de ilave edildi. Sonrasında Hristiyanlığa geçişle,
1 Kasım’da kutlanan büyük bir Katolik Festivali olan “All Hallows Evening” (Tüm
Azizler Gecesi) ile birleşti. Bu şekilde Pagan, Roman ve Hristiyan
kutlamalarının kesiştiği bu birkaç gün batıl inancın dini inançla mücadele
etmesinin muhteşem bir örneğini oluşturmuş oldu.
Bu gecede yapılan geleneksel aktivitelerin en önemlileri “hile mi, ikram mı” (trick or treat) oyunu, perili evleri ziyaret etmek ve balkabaklarını oyarak fener yapmak. Cadı, vampir, hayalet kostümlü çocukların ev ev dolaşarak “hile mi, ikram mı” diye sordukları ev sahibinden şeker, çikolata (eski günlerde elma, fındık) istedikleri Halloween geleneğinde, herhangi bir “ikram” alamama durumunda, çocuklar ev sahibini ”hile” yapmak ile tehdit ederler. Genelde “hile”’den kasıt örümcek, fare, kesik el vs gibi gerçek olmayan ürkütücü şeylerdir. Halloween’ın en temel geleneği olan “hile mi, ikram mı”, sosyal olarak herkes tarafından kabul edildiğinden o gece için hemen her komşu çocukların ziyaretinde “ikram” olarak vermek için şekerleme temin eder. Çocuklar da zaten her kapıyı çalmaz “hile mi, ikram mı” için, önünde balkabaklı fener olan evler ziyarete açıktır sadece.
Halloween Britanya, İrlanda ve İskoçya çıkışlı olsa da zaman içinde evrim geçirerek yayıldı. İrlandalı ve İskoçların Kuzey Amerika’ya yoğun göçüyle Amerika’da ve Kanada’da popularitesi arttı. Amerikan kültürünün TV ile yayılmasıyla kıta Avrupası'nda da kutlanır oldu.
İlkel
insanların doğa olaylarına gösterdikleri tepkiler, onların korkuları ve
geliştirdikleri inanç sistemleri her zaman bende ilgi uyandırmıştır. Halloween
de başlangıçı bu dönemlere denk gelen bir kutlama olduğu için çok daha özel
bence.
Gerçek
hayatta karşılaşılmayan vampirler, zombiler ve kötü ruhların kılığına girmek pek
çocuk dünyasına yakışmasa da şirin şirin kapıları çalıp şekerleme istemeleriyle
olayın merkezinde eğlenceyi koyarak keyife dönüşen tuhaf bir kutlama Halloween.
Her çocuk bir “dunganga” Halloween gecesi ve şekerleme vermeyen her kapı
“dunganga”nın gazabına uğrayabilir. Bu da yine büyüklerin dünyasında bir
gecelik de olsa bir şey yapabilme güçlerinin olduğunu düşündürüyor miniklere.
Bir gececik bile olsa bu eğlence onların bütün sene boyunca sonu gelmeyen
hikayelerine kaynak oluşturuyor.
Okullar
başladığından bu yana biz geriye sayım yapıyoruz mesela. Özellikle Ekim
ayındaki benim doğum günümden sonra geri sayım neredeyse her gün oluyor. Dört
gözle beklenen tarih yaklaşınca balkabakları alınıyor; “hile mi, ikram mı”
oyunu için kapıya gelen çocuklara verilecek şekerler alınıyor; saklanan Halloween
dekorasyonları (örümcek, cadı, balkabağı süsleri...) ortaya çıkarılıyor; o gece
hangi karakter olunacağına, hangi kostüm giyileceğine karar veriliyor; yüz
maskesi beğeniliyor; mahalledeki arkadaşlarla sözleşiliyor. Anlayacağınız tam
bir şölen.
Hangi inanca ve dine ait olduğuna takılmadan hem değişen
bir mevsimin farkındalığını vurguladığı için, hem çocukların düşünsel
yaratıcılığını artıran bir kutlama olduğu için, hem de karanlık, gri, İngiliz
sonbaharına renk katıp çocuklarımızı eğlendirdiği için biz çok seviyoruz
Halloween'i. Bu akşam Londra sokaklarındayız biz. Buralardaysanız şekerlemelerinizi
hazır edin, çünkü her an kapınızı çalabiliriz. Hem ne demiştik daha önce,
bayramlar kutlanmalıdır. Halloween de onlardan biri değil mi zaten?...
Referanslar: