3 Ekim 2013 Perşembe

Sinderella mı, Külkedisi mi?




Bizim kültürümüz temizliği sever. Pırıl pırıl, bal dök yala evler, şıkır şıkır camlar, tertemiz halılar. Ertesi gün tekrar yapılması gerekse de her gün tekrar tekrar temizlenen evler, en az iki haftada bir silinen camlar, ayda bir yıkanan ütülenen tekrar asılan perdeler. İşi bitmez Türk hanımlarının. Hiçbir şeye vakitleri kalmaz evdeki bu düzeni korumak adına koşturup dururken. Kendileri yapamasalar da yardımcıları yapar bu işleri ama bir şekilde anneden öğrenilen bu temizlik anlayışı aktarılıp durur bir sonraki kuşağa.

Çalışan bir annenin çocuğu olarak hep bir şeylere yetişmeye çalışan bir anneydi gözümün önündeki anne. Hep düzenli bir ev, hem lezzetli yemekler hem de eve para getiren bir anneydi benimki. Bana şu işin ucundan tut demedi hiç, ama vicdanlı bir çocuk olarak, çok keyif almasam da, yardıma ihtiyacı olduğunu düşündüğümde hep yardım etmeye çalıştım anneme.  Bazı arkadaşlarım yemek yapmayı severdi, şöyle boş bulunca mutfağı kek, kurabiye yaparlardı. Kimi ütü yapmaya bayılırdı, kimisi de suyla oynaya oynaya temizlik yapmaya. Ben hiçbirini sevmezdim, varsa yoksa bebekler, hayaller, kurmaca hikayeler, oyunlardı benim ilgim, gerisi boş gelirdi bana. Durum bu olunca, anneme yardım etmek istediğimde sadece toz almak düşerdi bana. O zamanlar türlü türlü doktora götürülüp “evde hayvan mi besliyorsunuz” gibi sorularla annemi çıldırtan ama bir türlü teşhis konulamayan alerjimi daha da bir azdırırdı bu toz almalar. En sonunda annem sen git, oyna derdi. Ben de dönerdim bebeklerimin, hayallerimin, kurmaca hikayelerimin arasına.

Gel zaman git zaman seneler geçip de kendi evim olduğunda, bir baktım ki temizlik benim için de önemliymiş. Alıştığı düzeni korumak istermiş insan. Kendim yapamasam da yardımcı desteğiyle oturttum evdeki düzeni. Ancak Londra’ya yerleşince şu temizlik düzeni kökünden sarsıldı. Kimseyi tanımam, yardımcı nasıl bulunur bilmem, Dalya çok küçük kimseye güvenemem. Minicik bir apartman dairesinde, minik bir bebekle, buldum mu kendimi temizlik yapar halde? En nefret ettiğim ütü yapmalar, ağzını yüzünü oraya buraya süren kızımı mikroplardan korumak için mutfak, banyo hijyen temizliği... Aynada kendimle göz göze geldiğimde gördüğüm başka bir Tubaydı. Elleri soğan kokan, bebeği uyurken hızlı hızlı işleri bitirip uyandığında onunla vakit geçirmek isteyen, benim bildiğimi sandığım Tuba’dan çok başka... Türkiye’de olsaydım, bu Tuba sadece haftasonlarında ortaya çıkacaktı. Bakıcının çocuğuma baktığı ve yemeğimi dahi yaptığı bir düzeni bırakıp gelmiştim buradaki yaşantıma. Türkiye’de Sinderella iken Külkedisi’ne dönüşmüştüm bir anda Londra’da. Zordu böylesi ama daha bir gerçekti sanki.

Dışarı çıktıkça, insanlarla karşılaştıkça baktım ki burada herkes böyle yaşıyor. Sabahın köründe kalkıp yağmur, çamur demiyor parklara atıyorlar kendilerini. Evin temizliği değil öncelikleri, o anı, hayatı yaşamak. Bütün gün çocukları eğlendirip akşam 7:00-7:30 gibi onları yatırdıktan sonra başlıyor kendi hayatları. Ertesi gün sabahın köründe yine başlıyor tempo -o ayrı olay. Bizim hayat zaten kendiğinden öyle olmuştu ama başkalarının da aynı şekilde yaşadığını görmek daha katlanılır kıldı bu durumu.

Sonradan edindiğim bir yardımcı rahatlattı beni ev hayatında. Her ne kadar Türkiye’dekiler gibi cam, kapı, dip köşe temizliği bulmak mümkün olmasa da burada, hiç yoktan iyidir diyerek benimsedik birbirimizi. Camlarım senede bir kere silinse de hala bir Türk kadını olarak özen gösterdiğim bahar temizlikleri ile bulmaya çalışıyorum orta yolu. Ama ev benim, çocuk benim, hayat benim. Ve her şey bu şekilde daha net, daha canlı ve daha gerçek. Sonra bir baktım ki sevmişim ben bu Külkedisi’ni... 

8 yorum:

  1. Sidrella/Külkedisi?? Bence her ikisi de güzel..CB

    YanıtlaSil
  2. İkisinin birleşimi bana en çok uyan galiba. Alev Atlı

    YanıtlaSil
  3. O Kulkedilerinden biri olarak sonuna kadar sana katiliyorum Tuba'cim. Ben de Kulkedisi olmayi seviyorum. Ne guzel de anlatmissin..
    Itiraf etmeliyim ben de cok seviyorum bu sade ama aile dolu yasamimi..
    Sevgiler, Digdem Gungor

    YanıtlaSil
  4. O Kulkedilerinden biri olarak sonuna kadar sana katiliyorum Tuba'cim. Ben de Kulkedisi olmayi seviyorum. Ne guzel de anlatmissin..
    Itiraf etmeliyim ben de cok seviyorum bu sade ama aile dolu yasamimi..
    Sevgiler, Digdem Gungor

    YanıtlaSil
  5. Canım sen herikisinide çok güzel becerdin seninle gurur duyuyorum

    YanıtlaSil
  6. Yeri geldiginde Kulkedisi, yeri geldiginde de Sinderella olabilmek marifet bence. Tubacim, sen bunu cok iyi yapip, guzel guzel de anlatiyorsun.

    YanıtlaSil
  7. Evinde sicak yemek pismeyen Sinderella, surekli hazir yemeklerle sagliksiz beslendiginde zaten Sinderellaligindan eser kalmayacaktir. Elleri sogan-sarimsak kokan huzurlu bir Kulkedisi ise ufak bir cabayla her an Sinderellaya donusebilir.

    YanıtlaSil
  8. Birtanem, siz temizlik anlayışı çok farklı olan ingilizlere düzen temizlik. Ve yaşantınızda bizleri çok güzel temsil ediyorsunuz .sen beim hep prensesımsın , nezahat

    YanıtlaSil