15 Ekim 2013 Salı

Bayramlar Kutlanmalıdır


Badem şekeri, fındık şekeri, sütlü çikolatalı şeker en favori bayram şekerlerimdi çocukken. Hala da öyle, onlarsız bayram olmaz bana göre. Çocukken bayram denilince ilk aklıma gelenler detaylı bir ev temizliği. kapsamlı bir yiyecek alışverişi ve misafir hazırlığı olurdu. O küçük aklım bayramların ne ifade ettiğini, neden kutlanıldığını, neden bize gelenlere sonradan bizim de gittiğimizi veya bizim gittiklerimizin neden hemen bize iadeye geldiklerini anlayamazdı. Kimi zaman aynı güne denk gelen bu karşılıklı ziyaretlerde. bir çocuk gözüyle bile komik olan, tekrarlı tokalaşmalar, sarılıp öpmeler, hatır sormalar uzayıp giden sohbetlerle birleşir ve tüm bu olanların nedenini anlayamadan ben  sonlanırdı bayramlar.

Her çocuk gibi benim için de yeni elbiseler, bayram harçlıkları ve şekerlerle anlam bulan bayramlar, büyüdükçe cevabını bulamadığım pek çok nedenden dolayı içinde bulunmamayı tercih ettiğim ortamlar oldu. Sonra üniversite ve iş yaşamı ile hızlanan tempoyla ben de pek çokları gibi bayramları tatil fırsatı olarak görmeye başladım. 

Ancak anne olup, bir de memleketten uzakta, Londra’da, çocuk büyütmeye başlayınca durum değişti. Kızımın yaşadığımız kültürde Paskalya ve Noel gibi dini bayramlara, Hint Festivali (Diwali), Çin Yeni Yılı kutlamalarına gösterdiği heyecan ve sevinci görünce bizim bayramlarımızı da ona öğretmenin gerekli olduğuna karar verdim.

Sözünü ettiğim kutlamalarla rekabet etmek oldukça güç, çünkü yuvalar ve okullarda aylar öncesinden hazılıklar yapılıyor ve her birinin çocuklar için çok heyecan verici boyutları var. Noel’de Noel ağacı süsleme tam bir şölen çocuklar için, sonra Noel Baba geliyor ve çocuklara hediyeler dağıtıyorPaskalya’da Hazine Avı var, kenara köşeye yumurta şeklinde çikolatalar saklanıyor, sonra Paskalya tavşanı var. Diwali ve Çin Yeni Yıl kutlamaları için ise canlı renklerle yapılan fenerler, maskeler, el işi, kes-yapıştır gibi bir sürü aktiviteler oluyor. Bizim kültürümüzden uzakta bizim bayramları anlatmak ve sevdirmek çok güç olacaktı kızıma. Biliyordum ama yine de denemek istedim. Çocukluğuma, aile hikayelerine. sanata ve elişlerine meraklı olan kızımın ilgisini yine bu yolla çekmeyi umarak aramızda şöyle bir diyalog geliştirdim:

Ben: “Dalyacığım biliyor musun? Yarın bayram.”
Dalya: “Bayram ne anne?
Ben: “Bayram Türkiye’de yaşayan insanların Noel’i, Paskalya'sı gibi bir şey. Çok eğlenceli olur bayramlar. Biz küçükken bayramlar yaz tatiline geldiğinde anneannemin o masalsı evine giderdik. Anneannem kocaman bir yatak yapardı, biz kuzenler yatardık yan yana. Anneannem bayramdan bir gece önce aynı onların çocukluğunda yaptıkları gibi ellerimize kına sürerdi. Biz de şekiller yapardık. O gece uyku girmezdi gözümüze heyecandan. Sabahı zor eder koşa koşa ellerimizi yıkardık.
Dalya: “Kına ne anne? “
Ben: "Hani Hintli kadınların ellerinde renkli şekiller oluyor ya, işte ondan".
Dalya: "Ben de istiyorum ondan anne".
Ben: "Tamam kızım bir bayramda Türkiye’de olduğumuzda senin eline de süreriz.”


Bu dialog onu tavlamıştı. Ondan sonra hiç unutmadı Dalya ne kınayı ne de bayramı. İlk kez 3.5 yaşında başlayan bilinçli bayram kutlaması, her sene özellikle Türkiye’de denk geldiğimizde onun için çok heyecan verici. Bayram için hazırlanmak, bayramlaşmak, harçlığını almak, misafirlerin gelmesi, onlara şeker, kolonya ikram etmek ve onlarla oturmak Dalya için bütün kış anlattığı unutulmaz anılar oluyor. O böyle keyif aldıkça benim için de bayramlar daha anlamlı ve güzel. Bu çok kültürlü ortamda Dalya’yla kutladığımız tüm dinlerin ve dillerin bayramları özel. Çocukluğumda cevaplarını bulamadığım pek çok soru da yanıtını bulmuş oluyor bu şekilde.

İster Noel ister Ramazan, ister Diwali ister Kurban Bayramı olsun hepsinin amacı aynı: her nedenle olursa olsun hızlanmış olan zamanı durdurup insanları iyi bir şeyler için bir araya getirmek. Ertelenmiş konuşmalar, uzun süredir çalınmamış kapılar, aranmamış dostlar, içilmemiş kahveler bayramları bekler.

Bayramlar kutlanmalıdır. Bir çocuk heyecanıyla geçireceğiniz, sağlıklı, mutlu bir bayram diliyorum.  İyi bayramlar…

3 yorum:

  1. Birtanem, yaşananların o an öneminin farkında değiliz . Bir zaman sonra o anılar çok kıymetleniyor . Anacığımda eleştirdiğim pek çok şeyi bu gün ben isteyerek yapıyorum . Aynı şeyleri sende görmek çok güzel . Bu olay umarım böyle devam eder . Dalyaların elleri kınalanır . Şeker toplanır . Eller öpülür . Bayramlar heyecanla kutlanır . Değerlerimizi oralarda yaşattığın ve önem verdiğin için seninle gurur duyuyorum . Seni seviyorum Nezahat

    YanıtlaSil
  2. Farkli kulturlerdeki kutlamalarin ve bayramlarin (biraz da tuketim kulturunun de pompalamasiyla) cocuklar icin nasil cekici hale getirildiklerini gorunce insan ister istemez milli bayramlarimiz, dini bayramlarimiz yeterince onem verip vermedigimizi sorguluyor. Yurtdisinda bayramlar buruk gecer genelde.Dalya ve sizin icin guzel degerlerimizi canlandirarak ve anlatarak yasatman bu buruklugu buyuk oranda ortadan kaldirmistir umarim.

    YanıtlaSil
  3. MEHMET BAYDIN17 Ekim 2013 14:02

    TUBA, MUTLU BAYRAMLAR. TÜM YAŞAMINIZ BAYRAM OLSUN.

    YanıtlaSil