26 Eylül 2013 Perşembe

Glutensiz Diyet Sağlıklı Mı?



Önceki yazımda bahsettiğim şekilde, çölyak hastası olduğumu öğrendikten sonra benimsediğim glutensiz diyet beni bu konuda hayli okumaya ve araştırmaya yönlendirdi. Araştırmalarım sırasında herhangi bir sağlık zorunluluğu olmadığı halde dünyada glutensiz diyete yönelen insan sayısının son yıllarda arttığını gördüm. Bunlar arasında Gwyneth Paltrow, Miranda Kerr, Jessica Alba, Rachel Weisz, Victoria Beckham, Billy Bob Thornton,  Lady Gaga ve Bill Clinton gibi pek çoğumuzun bildiği ünlü isimler de var. Bu isimlerin kimisi buğday alerjisi olduğu için kimisi ise sağlıklı beslenme adına bu kararı aldıklarını belirtiyorlar.

Buğday bir çok ülkede geleneksel, ulusal yiyecek. Dünya toplam yiyecek kalorisinin 20%’ni oluşturan buğday beslenmemizde çok önemli bir yer kapsıyor. [1]2009 yılından bu yana glutensiz beslenme konusunu takip eden Amerikalı bir tüketici araştırma şirketi olan NPDnin Ocak 2013’de açıklanan anket sonuçlarına göre Amerika’da yaşayan yetişkinlerin 30%’u ya tamamıyla glutensiz besleniyor ya da gluteni azaltmaya çalışıyor. NPD baş analisti Harry Blazer bir önceki jenerasyonun sağlıklı olmak için nasıl yağ, kolesterol, şeker ve sodyumu azalttıysa şimdiki jenerasyonun da aynı şekilde glutenli diyetten sakındığını ifade ediyor.[2]

Glutensiz diyete yönelme nedenleri olarak kimileri buğdayın kilo aldırdığını, kan şekerini yükselttiğini, bağışıklık sistemi sorunu yarattığını, önemli minerallerin emilimini engellediğini, kimileri de bağırsakları kötüleştirdiğini öne sürüyor. Pek çok uzman bu şikayetlerin çoğunu buğdayın 50 yıl önceki buğdaydan çok farklı olmasına bağlıyor. George Dvorsky‘e göre 1950’lerde bilim adamları daha sert, daha kısa, daha iyi büyüyen buğday elde etmek için melezleştirme çalışması yaptılar. Buğdayın yapısına insan doğasına uygun olmaya bazı bileşimler eklenmesiyle sonuçlanan bu çalışma, Amerikan bitki bilimcisi Norman Borlaug’a Nobel Ödülünü kazandırırken ‘Yeşil Devrim’’in de temellerini oluşturmuş. Kardiyoloji uzmanı Dr.William Davis ise ‘Wheat Belly: Lose the Wheat, Lose the Weight and Find Your Path Back to Health’ adlı kitabında, günümüz melez buğdayının içinde ‘sodium azide’ olarak bilinen bir toksin (araba hava yastıklarında kullanılan bir tür kristal tuz) bulunduğunu ve buğdayın üretim aşamasında radyoaktif (gama) ışınlara maruz kaldığını belirtiyor. Ayrıca, Davis’e göre, günümüz buğdayı ne kendi buğday ailesinde bulunan ne de karıştırılan diğer bitkide yer almayan ve düzgün bir şekilde hazmedilemeyen değişik proteinler içeriyor. [3]

Beslenme uzmanı Cyndi O'Mearaya göre ise gluten hassasiyetinin temel nedeni bugünün toplumunun fazla gluten tüketmesi. Kahvaltı dahil her öğünde glutenli gıda yemeye başlayan günümüz insanları, hazır gıdaların yaygınlaşmasıyla, farkında olmadan, koruyucu, kıvam artırıcı, tatlandırıcı katkı maddesi olarak da kullanılan buğdayı daha fazla tüketmeye başladılar.[4]

Tüm bu görüşler genetik olduğu düşünülen çölyak hastalığı, gluten hassasiyeti ve diğer pek çok mide ve bağırsak rahatsızlığının sorumlusu olarak modern buğdayı gösteriyor.

Günümüz buğdayına böyle bir sorumluluk atfedilse de hayat boyu glutensiz diyet sadece çölyak hastalığı için öneriliyor. Uzmanlar buğday alerjisi veya gluten hassasiyeti durumunda bile sadece bir süre glutensiz diyet yapılmasını yeterli buluyor. Gerekçe ise glutensiz diyetin illa da sağlıklı olmadığı. Glutensiz diyette buğday, çavdar, yulaf gibi gluten içeren lif yönünden zengin gıdalar eksildiğinden, dengeli bir beslenme yapılmadığı takdirde B vitamini, folik asit, A vitamini, magnezyum, kalsiyum ve demir eksikliği oluşabiliyor. Ancak diyetten eksilen gıdaların yeri kara buğday (buckwheat) ve quinoa gibi mineral açısından zengin besinlerle dolduruluyorsa o zaman sağlıklı bir diyetten bahsedebiliriz. 

Her ne kadar günümüz buğdayına mesafeli bakmak gerektiğine inansam da, sağlık sorunu olmadığı durumlarda glutensiz diyete başlama kararından önce mutlaka uzman görüşü alınması gerektiğini düşünüyorum. Ancak şunu belirtmeliyim ki zorunlu olarak glutensiz beslenme, dolaylı bir şekilde, insanın daha sağlıklı beslenmesine neden olabiliyor. İşte benim tecrübelerimden birkaçı:


Glutensiz Diyetin Sağlığıma Dolaylı Katkıları
  • Ev yemeğini her zaman sevdim. Kızım hayatımıza girdikten sonra canın boğazdan geldiğine’ daha da bir inanarak sağlıklı beslenmeye daha çok önem verdim. Ama kendi çölyak tecrübemle ‘canın boğazdan gittiğini’ bizzat yaşayarak ne yememem gerektiğine daha çok dikkat etmeye başladım.
  • Yediğim herşeyin içinde ne olduğunu bilmem gerektiği için her ambalajı dikkatle okumaya başladım. Bu sayede eskiden farkında olmadan yediğim zararlı yiyecekleri artık glutensiz olsa da yemiyorum. 
  • Evden çıkmadan önce gideceğim yere göre kendim için araştırma yapıyorum. Hep bir B planım oluyor. Sözgelimi, kızıma hazırladığım sağlıklı atıştırmalardan kendim için de yapıyorum.
  • Eğer dışarıdayken acıktıysam ve hazırlıksız yakalandıysam, kolay ulaşılabilen pek çok yiyecek glutenli olduğundan, benim için en güvenli besin olan meyva (muz, elma) veya sebzeye (domates, havuç gibi) yöneliyorum ve doğal olarak daha sağlıklı besleniyorum.
  • Mutfağıma daha önce bilmediğim yeni besinler girdi. Bulgur yerine quinoa, kakao yerine keçiboynuzu tozu (glutenli olmasa da besin değeri açısından daha zengin olduğu için) kullanıyorum. Karabuğday, polenta, sorgum gibi yeni besinler öğrendim ve de sevdim.

Sağlıklıyım, Mutluyum...

Çölyak hastası olunmasa bile glutensiz diyeti benimseyen ve sonuçlarından çok memnun olan insanlar var. Ancak bu çok ciddi bir beslenme değişimi, metabolizma için gerekli pek çok besin alınmadığı için yeni diyetle sağlıklı beslenildiğinden emin olunması gerekiyor. O nedenle doktor görüşü olmadan böyle bir değişim doğru değil bence. 

Hayatımızın akışını kimi zaman kontrol edebiliyoruz. Ancak çoğu zaman kontrolümüz dışında gelişmeler oluyor. Bu gelişmeler olumlu da olabiliyor olumsuz da. Ancak başta olumsuz gibi görünenler sonradan çok olumlu sonuçlara da neden olabiliyor. Benim için de başta kaotik olan glutensiz diyet aslında beni ve yakın çevremi sağlıklı beslenme konusunda eğitti. Beslenmeye daha geniş çerçeveden bakmayı öğrenerek, yeni hayatımda sağlığıma ve mutluluğuma tekrar kavuştum.


Sevgiyle ve sağlıkla kalın...



Referanslar









[1]http://www.abc.net.au/health/talkinghealth/factbuster/stories/2013/05/30/3770812.htm#.UcqmY11wa2z
[2]http://www.huffingtonpost.com/2013/03/06/gluten-free-diet_n_2818954.html
[3]http://io9.com/5968164/why-you-should-probably-stop-eating-wheat
[4]http://www.abc.net.au/local/stories/2013/04/01/3727382.htm

6 yorum:

  1. Tez tadında son derece aydınlatıcı bir yazı. Teşekkürler. Hakan

    YanıtlaSil
  2. sevgili tuğba,yazı dizini büyük bir keyifle takib ediyorum.. geçmiş olsun dileklerimle birlikte TEBRİK EDİYORUM.. bizim hep hastalarımıza öğretmeye çalıştığımız ''BAŞAÇIKMA''sürecini kendi mücadele ruhunla çözmüş olduğunu görmek harika.. Aslında sağlık durumu 'başaçıkma''dır;Homeostaz,sürekli ve dinamik bir denge durumunu ifade eden bir kavramdır.İnsan vücudu belli dayanma sınırları içerisinde her bireye göre değişkenlik gösteren dinamiklerini dengede tutmasına olanak veren kendinden organizasyonlu bir mekanizma ile yaşar.Her biri herhangi bir yerde ve aynı anda arızalanmaya hazır odakların potansiyel bütününden başka bir şey değiliz.Zaten vücudun hayatı da karşıt güçler arasında bir an bile durmayan mücadeledir.O zaman sağlık aslında ''BAŞAÇIKMA''dır.Başaçıktığımız her an ;içdengemiz ve olanaklarımızı korumuş ,varoluşumuz karşısındaki tehditlere karşı kazanmış oluruz.Başaçıkma koruyucu hekimlikte bakış açısını etkileyen potansiyele sahiptir ve bu nedenle kronik bir hastalığı olsa da kişiler sağlıklı ve yaşam kalitesi yüksek olarak yaşarlar.. Özlem Göksu

    YanıtlaSil
  3. Demekki bilmeden diyet yapmayacakmışız:) Bir de gluten diyince cogu kişi sadece hamurişi yemeyi kesince oluyor sanıyor. Soya sosunda dahi bulunduğunu belirttiğinde bayağı şaşırmıştım. Yani olay ekmek, makarna gibi beyaz unu kesmek değil sanırım Ayten:)

    YanıtlaSil
  4. Birtanem , verdiğin bilgiler için teşekkürler ....... Bunlar benim için çok Önemli . Sana sevgiyle yemekler yapabilmem için . Çok öptüm . Nezahat

    YanıtlaSil
  5. Bu kadar önemli bilgileri senin kaleminden böyle akıcı ve hikayenle paralel olarak bize sunuyor olmandan dolayı şahsım adına çok mutlu oldugumu belirtmek isterim . Çok tşkler! Yine çok öğretici aynı zamanda da umut verici bir yazı olmuş! Ben de artık bahsettiğin gibi glutensiz gıdalarla daha cok karşılaşmaya başladım. Hatta starbucks 'ın glutensiz brownie sine de bayılır oldum:) sanki daha az suçluluk duyuyorum yerken:)!
    Sen bu yolcukta başarılı oldugunu çok net gösteriyorsun. Tebrikler ve teşekkürler!
    Esin

    YanıtlaSil
  6. Tubacim, colyak yazi dizin cok egitici. Bu son yazinla birlikte ben de daha saglikli beslenmek icin bugdayi azaltacagim. Buckwheat daha once kullanmamistim, kesinlikle deneyecegim. Bu arada buckwheat balini kuru oksurugumle basetmek icin kullanmistim ve ise yaramisti. Onerilerin ve colyak kesfini bizimle paylastigin icin tesekkurler.

    YanıtlaSil